23 Şubat 2009 Pazartesi

Yok Mu Sonu Karanlığın?


Anı yaşarken gelecekte o zaman diliminin sana ne ifade edeceğini bilemeyebiliyorsun. Çok anlamlı umduğun fiillerin, biz kip ekli eylemlerin hiçbirşey uğrunaymış diyebiliyorsun pekala. Alalade bir Kocaelispor maçı oynanmadı dün, en az yine Kocaeli'deki bir kupa maçı kadar karanlık bir gece yaşandı. Lig sonuncusundan 5 yemişsin, onu düşünecek halin yok, vaziyet toprağa dik daha derinlerde.

Hafızayı yoklamaya bile gerek yok, İnönü'de, Kadıköy'de Sabri'nin üçlü çektirme işini sembol haline getirdiği dönemi hatırlamaya. Dönem de denemez, dün bu deplasmanlardan birinde olsak, aynısının yine olması muhtemeldi. İşin fena yanı bunların gelecekte yine olması, öpüştük barıştık tribi çok da uzak bir olasılık sayılmaz artık. Kimseler alemci topçu istemez de alemcinin kralları sahada zaten, hala ev röportajlarını ebeveynleriyle yapan Sabri'nin iki kuruşluk gece gezmeleri mi göze battı? Gerçekten bunlar yeterli bahaneler olsa ne yazar keza, herşeyin doğru bir yeri ve zamanı var.
Penaltı içeri yuvarlansa, kaza bela bir gol daha atsak şampiyonluk nağmeleri ortalığı yıkar mıydı belirsiz ama Skibbe'nin bugün antrenmanda olacağı kesin gibi. Gerçi duruş hadisesi tepede Adnan Sezgin gibi İstanbulspor'da duruşu çoktan vuruşa çevirmiş birinden başlayınca alta doğru tam eğimli kayma normal karşılanmalı.
Sessiz, sedasız, tepkisiz, kedersiz Kapalı. Tam da orada mevsimler boyu, dönem aşırı birşeyler anlatmak istemişleri şaşırtmayan halet-i ruhiye. Elinde 1500 liralık kombine, maça 2 dakika kala önceden bulup sahiplendiğin koltuğuna ufaktan adımlamışsın, güç senin elinde artık. Söveceksin annelerine tabi, o kombine götüne sokulası bir ibnesin haberin yok. Bu basit denkleme göre aynı topçu sahada 10 kişiyi geçip amuda kalkıp gol atarsa, 20 metre aşağıya atlayıp ona domalman lazım gelir.
Popolar sıkışınca bir efsaneler geçişini dillere pelesenk ediliyor, örneği defalarca görüldüğü üzere bir parıldama yaratmıyor sahada. Metin Oktay'ı da kötü günlere zırh edevatı yapmak yerine mezarda huzurlu bırakmak lazım artık. Ölüm varmış korku varmış diye bir besten var senin, maçlarda fark üçe çıkınca, zaten kısıtlı olan beste repertuarı bitince ona dönüyorsun mecbur; eh be şu maçta bunu söyleyesin de bir manası olsun bari anafikrine uysun durum.
Bazı bazı aydınlandığını umduğumuz kör karanlık her daim gökyüzünde aslında, tam da tepemizde. Tarih dünü de yazar ama melankolik masalarda kalplerden defalarca geçip giden bir söz de baki kalır elbet;

Gecenin en karanlık anı, şafağa en yakın anıdır!

1 yorum:

seer dedi ki...

Kapalının dinamiklerini sorgularken 97 yılı ve Faruk Süren yönetiminin uygulamalarına bakmak lazım...Bazı birey olma başarısını bile gösterememiş insanlara, rüyalarında bile göremeyecekleri kombineleri bedava verirseniz bu adam kendini oranın kralı hissedip tribuncülük oynar... ama sen kapalıda olduğun halde bir tezahurata katılmaz, memnun olmadığın şeyi değiytirmek ya da daha iyisini yapmak için elini taşın altına koymaz ya da koyamazsan eleştirme hakkını da yitirirsin.. herkes hak ettiği gibi yönetilir nihayetinde ;)

Bu tribünde omuz omuza deplasman yaptığın adam yeri geliyor sana karaborsa yapıyor, bunu konuşan bölücü olurken yapan iki seneye abi oluyor....