Parasızlık dedi ki:
"En yıkıcı olan benim, kapana sıkışmış fındık sıçanına çeviririm insanı. lokanta vitrinleri, giysi dükkanları,elektronik aygıt satıcıları, araba galerileri, gezi acentaları, mobilyacılar, lüks oteller, villalar, bakımlı bahçeler, gece kulüpleri, büyük mağazalar, balıkçı tablaları, renk renk meyvalarla donatılmış manavlar, içki dolu raflarıyla tütünlük pastırmaların, füme dillerin, açık pembe lakerdaların, yumuşak jambonların kesilip kıyıldığı tezgahlar, hem sürekli gözlerinin önünde, hem de sürekli kese menzilinin dışındadır.
Stad kapılarında rezil olur, deplase yolunda içtiğin süzme mercimeği terkedemez, ayak üstü rastlayıverdiğin eski bir dostunu hiçbir yere davet edemez, kendine yeni bir gömlek alamaz, veresiye hesaplarını bir türlü kapatamaz, ev kirasının karabasınından ne ay sonlarında, ne de ay başlarında yüreğini kurtaramaz, sevdiğinle boğaz kıyısında başbaşa bir bira içmeye bile gidemezsin.
En yıkıcı olan benim, insanların çoğu benim ateşli çemberlerimin içinde doğar ve yana kavrula, ateşli çemberlerimin içinde kaybolurlar.
Hiçbir şey benim kadar kahredici değildir."
Stad kapılarında rezil olur, deplase yolunda içtiğin süzme mercimeği terkedemez, ayak üstü rastlayıverdiğin eski bir dostunu hiçbir yere davet edemez, kendine yeni bir gömlek alamaz, veresiye hesaplarını bir türlü kapatamaz, ev kirasının karabasınından ne ay sonlarında, ne de ay başlarında yüreğini kurtaramaz, sevdiğinle boğaz kıyısında başbaşa bir bira içmeye bile gidemezsin.
En yıkıcı olan benim, insanların çoğu benim ateşli çemberlerimin içinde doğar ve yana kavrula, ateşli çemberlerimin içinde kaybolurlar.
Hiçbir şey benim kadar kahredici değildir."