Çoğumuzun hikayesi birbirine benzerdir. Yeni Açık baca tarafında anlamsız çığlıklarımız süregelir ta ki sesimiz kısılıncaya dek. Çoğu zaman da henüz maç başlamadan kısılır. Zaten eve kısık sesle gitmenin gurur okşayan bir tarafı vardır, kendini adadığı görevini tamamlamış insan gibi. Ufak boyun stadı net olarak gözlemeye yetmese de umursamazsın zaten, tam karşındaki kapalıyı takip edersin. Onu izlersin, iyi dönemlerini yakalamışsındır, şimdiki gençlerden şanslısındır. Bir gün orada olacağım dememek olmaz, düşlerle donatırsın bünyeni.
-
Bugünün sinyalini Hamburg maçından evvel aldıydık zaten. Aylar önce tayfanın önde gelen isimlerinin de katılımlarıyla yapılan toplantıda "en birinci ağızdan"; önümüzdeki sezon yine mecidiyeköyde olacağımızı ve tüm tayfa dahil bütün alt grupların hep birlikte eski açıkta bulunacağını öğrenmiştik.
-
Son günlerine giderken tümör büyüyüp tüm vücudu sarsa da, kombine sıralarında kapalıda en iyi nerede otururum diye soranlara rastlansa da ölüyü diriltme çabaları bazı bazı suni teneffüsle, re re re patlamalarıyla, çatıdaki Galatasaray yazısının hemen altında yine onu işaret eden bir tutam yumrukla sonuç arar. Kim bilir, Avrupa kupaları gibi bir etmen olmayınca belki kapalıya 2 dakika kala girip koltuğunu arayan ibnelere pek çekici gelmez o kombine, yine belki maç başı bilet çıkar da oraya girmek için sabahlayanların hak bulacağı bir kapalı olur. Ancak ve ancak o bilet için saatlerce beklemeyi göze alanlardadır bağırma hevesi, saatler önce koştura koştura gelmeler. Kederli bileklerle yazıyoruz kahrolsun kombine diye, seneye başka diyarlarda boy göstermek üzere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder