30 Ocak 2010 Cumartesi

Seviyoruz Seni Seviyoruz

Galatasaray’da forma giydiği dönemde büyük başarılara imza atan Shabani Nonda’ya Galatasaray’a yaptığı hizmetlerden dolayı bir plaket verildi.

Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yalçındağ ve Futbol AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin tarafından Florya Metin Oktay Tesisleri’nde takdim edilen plaketin ardından Nonda eski takım arkadaşlarıyla ve kulüp çalışanları ile vedalaştı.

Galatasaray’da çok güzel bir dönem geçirdiğini belirten Shabani Nonda, kulüp yöneticilerine ve takım arkadaşlarına teşekkür etti.

Galatasaray taraftarına da ayrıca teşekkürlerini gönderen Nonda, “Onların bana gösterdikleri yakınlık sayesinde, küçükken Afrika’da yaşadığım güzel futbol ortamını burada yakaladım ve bana verdikleri desteği hiçbir zaman unutmayacağım” dedi

Shabani Nonda, “Bu yıl da şampiyon olmak için hep beraber” sözleriyle konuşmasını noktaladı.

29 Ocak 2010 Cuma

SCN

Haftalarca yedek bırakırsın konuşmaz, son 10 dakika alırsın yine golünü çakar, her röportajında taraftara teşekkür eder, bizim takım el ele dersin bir tek o gelir, fenere çakar şampiyon eder, toplayınca 55 maçta 37 gol yapar.

Ender sevdik, ama seni ayrı sevdik. Sana karşı asli görevimizi kapalıda seni ıslıklamaya kalkanlara karşı yaptık da içimiz rahat sayılır, sayılır çünkü daha hakettiği gibi uğurlanmayı bekleyen köprü gibi bir bünyen var.

Shabani Nonda Shabani Nonda,
Gittiğin yerde bizi unutma..

Geleceksen Gel Dilara!



Şube Kaptanı gelmiyor ki hiç salona,
Kanımıza dokunuyor tuttuğu kupa,
Galalarda, orda burda, televizyonda,
Geleceksen gel Dilara yoksa hiç durma !


*teşekkürler yldz tek!

28 Ocak 2010 Perşembe

Şaşırmayın!



51 yıllık, profesyonelliği tartışmalı profesyonel lig tarihinin gelmiş geçmiş en profesyonel futbolcusunu, 2 aylık sakatlık yüzünden gözden çıkarmaya kalkmanın hesabını;

Sadece bu taraftara değil, hangi takımı tuttarsa tutsun futbolu seven bir seyirciye vermeye kalktığınızda altında kalır ve büyülenirsiniz!

Haberiniz olsun...


Special thanks to
Kerem Savaş

27 Ocak 2010 Çarşamba

26 Ocak 2010 Salı

Bir Sen Kaldin Geride

pazar sabahı gözümüzü yeşilköyde açıp, havalimanında yeni transfer ramço'yu karşıladık. tam da o esnada patriot'la yapılan canlı bağlantı tuzu biberi oldu karşılamanın. aylar süren zorunlu hasretin ardından istanbul'a inmenin vermiş olduğu duygusallığı bozdurup alkole çevirdik. seer'in beyoğlundaki örgütevinde toplanan ekip hasretle beklemişti bugünü. aylar sonra ramço ile sıkıntılar çözülmüştü yine yeniden. sokağa geçip kaldığımız yerden devam ettikten sonra, yarım kalan viski şişesini kapalıya sokma başarısı sayesinde içerde hiç üşümedik bu kez sayın başkan.

maçtan sonra pazartesi sendromuna yollanan voda ile yollar ayrılmıştı. öyle güzel haftasonuna böyle boktan pazartesiyi voda'ya reva gören tanrıya selam olsun. ultrAs! ve ramço'ya mesai bitiminde voda'nın da eklenmesiyle bu kez tatyos'taydık. aliyavuz'un da gelmesiyle salt çoğunluğa ulaşıldı. eski günler, eskiler tekrar anıldı. pazardan beri dilimize pelesenk olan şarkıyı söyledik, gidenlere inat, bir kez daha..

bu yolda dönenler oldu,
mum gibi sönenler oldu,
yar göğsüne baş koymadan,
vurulup düşenler oldu..

25 Ocak 2010 Pazartesi

İstisnalar Keita'yi Bozmaz


Afrika Kupası Çeyrek Finali

Cezayir 3 - Fildişi Sahilyolu 2

ve keita evinin yolunu tutar..

19 Ocak 2010 Salı

Çok Aşığın Var Nasılsa..

usta, bu nasıl bir dünya anlamadım. yıllar önce beraber derse girdiğim adamların bir kısmı çocuklarının birinci yaş gününü kutlarken, bir kısmı askerden yeni gelmiş, diğer bir kısmı ise teskereci olmuş durumda. ben ise üniversitenin bana verdiği son sınav hakkı öncesinde iki şişe viskiyi bitirmiş, efes pilsenin bugün çekilen kuralar sonucunda düştüğü zor grubu sikime bile takmadan onunla cila yapmanın derdindeyim.

yazmayacaktım ama dayanamadım yine. ilk hafta tek sınav vardı ve güzel geçti. hoca da isterse o iş olur. bu hafta iki tane var ve ilki birazdan. vize notunun iyi olması ve eldeki fotokopilere iyi çalışmamızdan ötürü biraz saldık kendimizi viskiye.

okul bitti sayılır eski sevgili. sensiz gecelerin sonu olduğu gibi bu okulunda bir sonu var işte. bir şekilde bitirmek üzereyiz. senin bitmez dediğin ve taşşak geçtiğin o okul bitiyor artık. işte son sıkıntılar bunlar. hani senin beklemeye dayanamadığın son sınavlar bunlar. son artık bu okula gidip gelmeler.

bıçak sırtında gibi hissediyorum kendimi. hani askerden geldikten sonra gücümü toplayıp seni istemeye gelebilecekmiyim ben? hiç ama hiç sanmıyorum be usta.. inan bildiğim tek şey var, sezon bitince o kupanın bize gelmesi.. ve kupayı aldığımızda, volume dokunup sesi sonuna kadar açmak..

17 Ocak 2010 Pazar

Sanırım Bitti

24.01.2010 - 13:30



geliyorum köpekler gibi acı çekerek
geliyorum hasretini gözlerinden öperek

14 Ocak 2010 Perşembe

Lucas

Kulübümüz, İngiltere Premier League takımlarından Everton takımı oyuncusu, Avustralyalı Milli oyuncu Lucas Edward Neill ile 1.5 yıllık sözleşme imzalamıştır.

Lucas Edward Neill'e hoşgeldin diyor, sarı-kırmızılı forma altında üstün başarılar diliyoruz.

Galatasaray Spor Kulübü

13 Ocak 2010 Çarşamba

Gitmek..


Lise yıllarımın en heyecanlı fiiliydi aslında bu.Gitmek,gidebilmek bütün esaretlerinden sıyrılıp kendi yoluna bakabilmek..Kelime anlamının içinde yeni bir dünya kurmak,bütün sıradanlıklardan sıyrılmak,dayatmalara koskocaman bir nah çekmek kadar çok anlam içeriyordu.Ergenlik dönemimin mottosu haline gelen bu altı harflik sözcük üniversiteyi kazanma yoluyla anlamını bulmuştu.Evet sürekli sayıkladığım,olabildiğince uzaklara yol alma isteğim gerçekleşmişti.Kısacası gençliğimin geçiş döneminin zaferiydi bu..

Yirmili yaşların başında o ergenlik dönemine ait fiili gerçekleştirmenin,her şeyden uzaklaşmanın keyfi hakimdi.Bu keyif bir süre de sürdü.Sonra yıllar hızla geçmeye başladı.Gitmenin yolunun üniversite hayatından geçtiğine inanırken mezuniyetin o garip telaşının içinde gittiğim yerlerden dönüşe doğru geri sayıma geçmiştim.Arkaya doğru dönüp baktığımda sayıkladığım o gidiş tatmin etmemişti beni.Evet gitmiştim ve bir çok şey de değişmişti hayatımda ama yeterli değildi bu.O gençlik dönemlerinin heyecan veren gitme isteği bu olmamalıydı..

Bu gece eski bir dostumla küçük bir şehrin küçük bir meyhanesinde rakımızı yudumlarken hala gitmekten bahsettiğimizi fark ettim.Yıllar geçmiş biz gitmeyi hala becerememiştik demek ki.Gitmek sadece bir yerden başka bir yere gitmek değildi aslında.Giderken ardında hiç bir şey bırakmamak,geriye doğru meraklarını öldürmek,bir gün geri döneceğini hesap etmeden gitmekmiş.Başka duygularla,başka hayatlarla bundan öncekilere benzemeyen bir gidiş için konuştuk durduk.Konuşurken de gittik aslında her şeyi bırakarak hemde çok uzaklara..

Kalabilmek için buralarda neden de aradık.Aile dedik tebessüm ettik.Hayat dedik anlamını bulamadık.Sevgili dedik, eğer ellerimizden hala tutuyor olsaydı burada herhangi bir gidişi konuşuyor olmazdık deyip kadehimizi yudumladık sessizce..En sonunda yine gitmek lazım dedik gitmek..Hemde her şeyi öylece bırakarak,sessizce,sorgulamadan gitmek..

4 Ocak 2010 Pazartesi

Uyursan, Ölürsün

cumartesi akşamı toplanan ekip, çerkezköy ve saray üzerinden kırklareli-vize ilçesine bağlı evrencik köyündeki evde mangal keyfi yaptı. pazar sabahı yoğun kar yağışıyla uyanan ekip erken saatlerde tekirdağ-saray'a dönerken, burada ekibe istanbuldan gelen cags ilave oldu ve patriot'un amatör askerlik yaptığı 3.zırhlı tugaya gidildi. hava eksilerdeydi. hafiften kar çiseliyordu. harbiden uyusan ölürsün "hesaaabı" bir havaydı. ama patriotumuz sapasağlamdı. herkese selamı var. 8 ocak cuma günü yemin töreni yapılacak. ve iki günlük izinden sonra çerkezköydeki usta birliğine katılacak.

teşekkür; şoförlük için apo'ya, foto için shafuck'a, ön koltukta oturduğu için sergio'ya, köyevi için laziozi'ye ve mangal için slash'a..

not : nizamiyede fotoğraf çekmek yasaktır komutanım ;)

3 Ocak 2010 Pazar

Biz Kabullenmeden Bitmez!

Yıllardır söyleyenlerin bile inanmadığı bir döngünün içindeyiz; şampiyonluk şansının varlığı. Yıl içinde birçok maçı üç basamaklı sayılara ulaşmayan tribünle geçen, taraftarın haklı olarak bir türlü sahiplenemediği, arada bir uğrayıp Fenerbahçe maçlarını kazandırdığı, playoff ilk yahut ikinci turunda elenmesi planlanmış gibi hiç değişmeyen takımlar şampiyon olmamalıydı. Olamadılar da. Yıllar sonra gelecek bir şampiyonluk varsa, bambaşka olmalı o.

Bu sene yaşanan malum olaylardan sonra gerçek bir hedef belirdi önümüzde. Aslında o günlerde yazılanlar dün gibi akıllarda. Şimdilerde üzerine hesap kitap yaptığımız puan tabloları, o haftalarda 'resmi olarak olmasa da düşürüldü' adında imkansızlıklara tekabül ediyordu. Geçen senelerdeki yabancı oyuncu tercihleri olsa, belki gerçekten de böyle olacaktı. Basit ve ne kadar ibne varsa yüzünü güldürecek bir son. Ama olmadı, bu taraftarın hakikaten kucaklaşabilme eşiğine geldiği bir takım bulduk karşımızda bir anda; çürükler öteye itelenenince. Öyle bir noktaya geldik ki artık sonuç değil parkeye bir bir düşen ter damlacıkları bizim oksijenimiz oldu. Biz kabullenmeden bitmez ama işler yaver gitmezse de o ibnelerin yüzü gülmez artık.

Tünelin ucunda pırıl pırıl ışıklar var, ötesinde görecek günler. Koşalım zaferlere, el ele kol kola.

2 Ocak 2010 Cumartesi

Haftanın Sonu : Çerkezköy-Saray-Vize

02-03 ocak 2010
geliyoruz patriot !