11 Ağustos 2009 Salı

Gidiyorsam Bir Sebebi Var

Çağın teknolojisi internet,bütün eski gelenekleri yerle bir ettiği gibi, askere gidiş seramonisinin de içine etti. Teslim yerimiz askerlik şubelerinden alınan sülüs (bu kelimenin gerçeğini bi türlü öğrenemedim) belgelerinde yazar benim bildiğim... ama gece 00.00 itibariyle binlerce yeşil giyme meraklısı türk genci, aynı internet adresine tıklayınca 1 saat gecikmeli öğrenebildik mikrofonları hangi şehire cevireceğimizi.. aslında "karmakarışık" etiketli yazıları yazmakta bir hayli başarılı oldugumu düşünsem de, çok fazla ajite etmemeye calışıcam olayı. Esenler'den sallanan ellere bakarken, daha doğrusu bakamazken farkettim ki, biz ipin ucunu kaçıracak derecede bağlanmışız artık... klavyeye titreyerek çok basmadı bu parmaklar. o yüzden kısa kesmekte fayda var;
-
saat 23.00 - AŞTİ / saat 08.00 - 1'İNCİ P. EĞT. TUG. K.LIĞI MANİSA

mikrofonlarımız manisa atatürk stadyumunda..
hakkınızı helal edin...

9 Ağustos 2009 Pazar

Asker Mektubu

Ramço be, askere giderken arkanda bıraktığın şeyi sana Chuck Palahniuk Abi anlatsın. Belki bir işe yarar:

"...koca bi jenerasyon benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor; beyaz yakalı köleler. Reklamlar bizi arabaların, kıyafetlerin peşine sürüklüyor, bir bokumuza yaramayacak şeyleri alabilmek için nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz. Biz tarihin ortanca çocuklarıyız. Ne amacımız ne yerimiz var. Büyük savaşımız olmadı. Büyük buhranımız da. Bizim savaşımız ruhani bir savaş. Büyük Buhranımız da hayatlarımızın ta kendisi. Televizyon karşısında bir gün milyoner, film tanrısı, rock yıldzı olacağız diye büyüdük. Ama olamayacağız. Buu gerçeği yavaş yavaş öğreniyoruz. Ve bu yüzden kafamızın tası son derece atık..."

komutana benden selam.

... an enrtire generation punpimg gas, waiting tables; slaves with white collars. Advertising has us chasing cars and clothes, working jobs we hate so we can buy shit we don't need. We're the middle children of history, man. No purpose od place. We have no Great War. No Great Depression. Our great war is a spiritual war. Our Great Depression is our lives. We've all been raised on television to believe that one day we'd all be millionaires, and movie god, and rock stars. But we won't. And we're slowly learning that fact. And we are very, very pissed off.

7 Ağustos 2009 Cuma

Geceden Karanlık Esenler


Esenler Otogarı; saat 02:15,

bizim en nefret ettiğimiz yerlerdir otogarlar ve tren istasyonları. giden sevgiliye el sallarız hep peronlardan birinde. bu sefer kardeşimize el salladık gözümüze gözümüze gelen yaşlara inat. maçta vedalaşalım diye geldi ankaradan. maç bittikten sonra mecidiyeköyde in cin top oynarken oturup içtik sokağın ortasında uzun zamandır yapmadığımız muhabbeti yaptık. maçta her golde onun ismini bağırdık asker diye. giden her sevgili defalarca söylenirken eski açıkta ve kapalıda, bi garip olduk yine hep beraber. maçın sonlarına doğru kıvırcık saçlarına diye girilen bestede ise göz göze geldik hepimiz. bizim ekipten biri, teknik direktör transferinden hemen sonra yazdığı yazıdaki sözler birden beste olup çıktı karşımıza.. öncesinde kapalıya pencere açtık beraber. sokakta waterman'la karşılaştık kapalıya yürürken. bizim askeri görünce "nereye" diye sordu. bizimki "kapalıya" deyince, "siktirin gidin hehehe" dedi bize. halbuki o uyurken bizim esenler'de olacağımızdan habersizdi :)

gittiğin yerde biz hep oluruz kanka. senden önce gidenlere, "güzel bişeyse söyleyin bende gelicem" diyordun. şimdi sıra geldi sana. bu sefer biz sana diyoruz, "iyi bişeyse çağır bizde gelelim".

geceden mülteci kederin,
seni asla terketmez kardeşlerin.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

SarıKırmızı..


geçmişle demlendim bu gece;o ufaklık hani daha ufacık dedikleri yaşlarda hani bisürü rengin içinden işte benimkisi bu diyip ileride seni bisürü telaşlara itecek kararı verdiğin..kimisinin hobi diye tuttuğu kimisinin alıp üstüne elbise diye giydiği kimisininse onu en derinlerine sığdırıp hayat dediği renkler.kimi babadan anadan kimisi eşten dosttan etkilenmişti herkes gibi ama fark; kaçı onu bi etten kemiktenmiş gibi görüp gönül vermişti.sonraları ona sevgili denmişti odaların duvarlarını süslemişti fazla değil bu sadece iki renkti bazılarına göre ama sadıktı,gerçekti.sana ilk gelişlermizi anlatmak hiç bitmezdi sonraları keşke devamlı demek için can atar hale gelmişti.büyüdükçe herşey kadere göre şekillenmişti yakınlaşmalar gibi uzaklaşmalarda gerçekleşmişti.aramıza kimler girmişti ama sadece öyle zannedilmişti çünkü asıl olan çok daha barizdi.onlar hep gelip gitti en fazla hancı yolcu hesabı delip geçti onlarıda sarmak dostlarla bizim görevmizdi.şimdi bakıyorum bu yaştan o sarı kırmızı formalı ufaklığa o kadar kalabalıktan sevgisini bu kadar taze tutan sadece GALATASARAY idi..

2 Ağustos 2009 Pazar

Eski Kozlu..

yıldönümlerine inat yanındaydık bugün..

"hepiniz Metin gibi oynayın.."