Esenler Otogarı; saat 02:15,
bizim en nefret ettiğimiz yerlerdir otogarlar ve tren istasyonları. giden sevgiliye el sallarız hep peronlardan birinde. bu sefer kardeşimize el salladık gözümüze gözümüze gelen yaşlara inat. maçta vedalaşalım diye geldi ankaradan. maç bittikten sonra mecidiyeköyde in cin top oynarken oturup içtik sokağın ortasında uzun zamandır yapmadığımız muhabbeti yaptık. maçta her golde onun ismini bağırdık asker diye. giden her sevgili defalarca söylenirken eski açıkta ve kapalıda, bi garip olduk yine hep beraber. maçın sonlarına doğru kıvırcık saçlarına diye girilen bestede ise göz göze geldik hepimiz. bizim ekipten biri, teknik direktör transferinden hemen sonra yazdığı yazıdaki sözler birden beste olup çıktı karşımıza.. öncesinde kapalıya pencere açtık beraber. sokakta waterman'la karşılaştık kapalıya yürürken. bizim askeri görünce "nereye" diye sordu. bizimki "kapalıya" deyince, "siktirin gidin hehehe" dedi bize. halbuki o uyurken bizim esenler'de olacağımızdan habersizdi :)
gittiğin yerde biz hep oluruz kanka. senden önce gidenlere, "güzel bişeyse söyleyin bende gelicem" diyordun. şimdi sıra geldi sana. bu sefer biz sana diyoruz, "iyi bişeyse çağır bizde gelelim".
geceden mülteci kederin,
seni asla terketmez kardeşlerin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder