26 Haziran 2009 Cuma

Büyük Ayrılık Otogarı..




Sona gelinen şehrin elle tutulur en güzel yanıydın aslında.Gülüşünde hayatın anlamını,dilinden dökülen her kelimede farklılığı bulmuştum.Sabahları güne erken uyanmak için en güzel neden,fakültenin yolunu tutarken adımların sıklaşmasını sağlayan garip mutluluk,karşı karşıya gelinen her anda lise zamanlarının heyecanını yaşatan sendin.Hayatın çokça anlamıydın bana göre..

Bir çeyreği devirmek üzere olduğum hayatımın hiç bir döneminde şu koca bünye bu heyecanı hiç duymamış,yaşamamıştı.Her şey bitti dediğim anda benim için olmasa bile şehre geri dönüşün,gittiğin gün hoşçakal bile demeyişinin psikolojisini silip atmıştı bir anda.Yine beraber vakit geçirebilmek için doğan zaman,oturup dakikalarca gülüşünü izlemek için hayal kırıklığının şehrinde fırsattı adeta bu..

Gittiğin günden sonra hiç alıştıramamıştım aslında kendimi yokluğuna.Söylemiştim de zaten bir şekilde hayatım içinde ol gitme diye.Ben hiç bir zaman gitmeni kabullenemeyecektim.Umudun peşinden sürüklenip elde olandan fazlasını verip,kısacası salt mutluluğu bir kenara koyup senin mutluluğun üzerinden mutlu olma gayesindeydim..

Etrafımdaki onca insan sordu da bana bunu.Ya birader hastamısın yahu?Ne gerek var?Giden gider kendi kaybeder.Yapılan çoğu genellemede olduğu gibi bu ve bunların alayıda içi boş ve anlamsızdı tabiki de.Evet giden gider ha kendisi kaybeder yada etmez ama senin çok şeyler kaybettiğin yada şarkı sözünde söylediği gibi her giden bir parça alıyor benden gerekli açıklamayı karşılayacak kadar içi dolu bir sözdü aslında..

Geriye dönüp baktığımda beraber geçirilen şu üç günlük sürede ne kadar keyif aldığımı,ne kadar hayata bağlandığımı anladım.Sanki bu rüya hiç bitmeyecek,beyaz melek ellerinle kestirdiğin otobüs biletinin saati geldiğinde gitmeyecek gibiydi.Gitti..

Hayatımda otogarları,tren garlarını hiç sevmedim,sevemedim,nefret ettim.Aslında sadece bunlar değildi nefret ettiklerim.İçinde ayrılığa kucak açan her alan nefretimin karşılığı oldu.Otogara doğru yol alırken fonda sezen haykırıyordu kolay olmayacak elbet üzülüceğiz diye.Dikiz aynasından gözlerine bakmaya korktum.Unut benide her yalan gibi unut diye manidar şekilde ilerlerken şarkı sanki unutucağım korkusunu verdi o an.Evet unutmaktan,vazgeçmekten korktum.Şu şehirde verdiğim mücadelenin,akıttığım gözyaşlarının,elimde rakı kadehiyle sabah güneşini kucakladığım günlerin anlamsızlaşmasından korktum.Korkularla yüzleşmek lazım derler ya hiç gerek yok.Yüzleşmekten kasıt canını yakıcak olan bir korkuysa,zaten dibe vurmuş bünyene daha da azap çektirmenin anlamı yoktur..

Hayatımda çok el salladım gidenlerin arkasından.Nefretle bahsettiğim otogarlardan da bir dünya insanı uğurladım.Üzüldüm de yolcu ederken.Ama hiç biri bu kadar canımı yakmadı.Sanki daha önce yaptığın gibi sessizce,bir hoşçakal bile demeden gidişin daha acısızdı.Bu sefer hareket vakti anos edildikten sonra sadece içten bir gitme diyebildim.Gitme..Daha fazlasını konuşamadım.Susupta baktığın anlarda gözyaşı görmek istedin belki de ama ben zaten için için ağlıyordum.Hoşçakal diyip,karanlık bir otobüsün camından el salladığında hayat o an,orada durdu zaten benim için.Kısa bir süre içinde de gözden kayboluşunu izledim çaresizce.Kendime geldiğimi farkettiğim anda hoşçakal dediğin yerden kilometrelerce uzakta,bomboş bir arazinin ortasındaydım..Ben daha önce hiç olmadığı kadar çok sevdim ve çok ağladım be abi..Ne yazsam ne söylesem içimdeki acıyı söndürmüyor.Hazmedemiyorum gidişini ulan hazmedemiyorum..

Ne olur geri dön..

25 Haziran 2009 Perşembe

Canım feda olsun sanaaaaa..


Sedat İncesu, Selim Demirdağ, Fikri Gündoğdu, Şuayip Kablan, Ferit Gümüş, Serdar Antaç, Selim Sayak, İsmail Ar, Seyran Kurt, Tucek, Haidari, Eveson, Scott ve Akın. Teşekkürler Aslanlar. yine namağlup şampiyon olan takımımızın şampiyonluk maçında -daha önceki namağlup şampiyonluklarda da olduğu gibi- Ataköy tribünlerini dolduramayan sevgili seyircilerimize de teşekkürler. her kupa alınışında foto-finişe girmeyi başaran sarışın abla, sana da teşekkürler. biraz kilo vermişsin aman dikkat et kendine. (bu resimde kendisi kupanın tam arkasına denk gelmiş..)

Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, son maçında Beşiktaş'ı 80-66 yenerek Tekerlekli Sandalye Basketbol Deplasmanlı Süper Lig'inde 3. kez ardarda namağlup şampiyonluğunu ilan etti.

Deplasmanlı Süper Lig'de oynadığı 18 karşılaşmanın tamamını kazanan ve namağlup şampiyon olan Galatasaray, Avrupa Şampiyonlar Ligi nedeniyle ertelenen Beşiktaş karşılaşmasını 80-66 kazanarak 3. Şampiyonluğunu, tribünlerdeki taraftarlarla paylaştı.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Yayla Hikayesi

Cumartesi öğle saatlerinde aksaray'da toplanmaya başlayan ekip, başkan abis'in şoförlüğü ve önderliğinde yola çıkmaya hazırlanıyordu. arka koltukları sökülen ford connect ise artık bu zorlu yolculuğa hazırdı. yerleşim ayarı yapıldı, keyifli ve bol rakılı yolculuk başladı. Keşan'dan sonra muhabbete dalan ekip, Yayla'yı 10 km. geçtiğini anlayınca geri yapmak zorunda kaldı :) Yayla girişindeki bozuk satıhlı yola sol arka lastik dayanamadı. stepnenin inik olduğu ise o esnada farkedildi. tam moraller bozulmak üzereyken, aynı istikamette seyir halinde olan beyaz haş yüz marka minibüs içinden inen faruk kod adlı amcamız, yanına iki aslanımızı alarak lastikçiye gidip inik lastiğe hava bastırıp geldi. Yayla girişinde amca faruk ile hatıra resmi şekli yaptıktan sonra kendisini markete kadar takip ettik ve yollarımızı ayırdık.

markette alış-veriş olayına girişildi ve ekibin bir bölümü çadırların kurulacağı bölgeye doğru yola çıktı. ekibin geri kalan kısmı da geldikten sonra çadırlar kuruldu, kamp ateşi ve mangal yakıldı. mangal konusunda ustalığını kanıtlayan uğur y.'nin hazırlamış olduğu etler ve köfteler güzel güzel mideye indirildi. rakılar içildi, şarkılar söylendi şöminemsi ateşin başında. ekibin bir kısmı uyurken diğer kısmı ise kırımlı veya kongolu olup olmadığı çözülemeyen garip böceklere karşı adeta nöbet tuttu :)

sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mangalda sucuk olayı ve kahvaltı faslı tamamlanınca artık denize girme vakti gelmişti. envai çeşit su topu oyunları oynandıktan sonra alkol takviyesi yapmak için tekrar karaya çıkıldı. bu takviyenin ardından ekip tekrar takım halinde suya daldı. çok güzel vakit geçirdik çok. unutulmayacak iki gün yaşadık Yayla'da. ilerleyen tarihlerde tekrarı yapılır umuyoruz. unutmadan, giderken yapılan bestenin tribünde söylenmemesini diliyorum :) (dapdiri dapdiririri, anladınız siz onu, videoya koydum düriyenin kalaylı güğümlerini :))


iki günlük bile olsa, bunalan bünyelere iyi geldi kamp. hem elimde rakıyla otobanın kesik kesik şeritlerine dalmayı, hem de sevdiğim bi besteyi söylerken yol kenarındaki arazilere bakıp hayaller kurmayı özlemiştim. hell'i anlatmaya gerek yok zaten.

teşekkür ;

abis, serhan, volkan s., uğur e., uğur y., eyüp, şafak, ümit.


@ peşindeyiz

22 Haziran 2009 Pazartesi

Çarşamba Ataköy'de.


Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Deplasmanlı Süper Lig'de şampiyonluğunu ilan edeceği son karşılaşmasına 24 Haziran 2009 Çarşamba günü çıkacak. Galatasaray'ın şampiyonluk maçındaki rakibi ise Beşiktaş.
-
Deplasmanlı Süper Lig'de oynadığı 17 karşılaşmanın tamamını kazanan ve namağlup lider durumda bulunan Galatasaray, Avrupa Şampiyonlar Ligi nedeniyle ertelenen Beşiktaş karşılaşmasına 24 Haziran'da çıkıyor. En yakın rakibi Beşiktaş'a 4 puanlık fark atarak şampiyonluğu garantileyen Galatasaray, rakibini son karşılaşmada da yenerse namağlup şampiyon olacak.
-
Galatasaray - Beşiktaş
24.06.2009 / 19:00
Ataköy Ahmet Cömert

19 Haziran 2009 Cuma

Erikli - Yayla

20-21 Haziran, Erikli Hell Kampındayız..