24 Haziran 2009 Çarşamba

Yayla Hikayesi

Cumartesi öğle saatlerinde aksaray'da toplanmaya başlayan ekip, başkan abis'in şoförlüğü ve önderliğinde yola çıkmaya hazırlanıyordu. arka koltukları sökülen ford connect ise artık bu zorlu yolculuğa hazırdı. yerleşim ayarı yapıldı, keyifli ve bol rakılı yolculuk başladı. Keşan'dan sonra muhabbete dalan ekip, Yayla'yı 10 km. geçtiğini anlayınca geri yapmak zorunda kaldı :) Yayla girişindeki bozuk satıhlı yola sol arka lastik dayanamadı. stepnenin inik olduğu ise o esnada farkedildi. tam moraller bozulmak üzereyken, aynı istikamette seyir halinde olan beyaz haş yüz marka minibüs içinden inen faruk kod adlı amcamız, yanına iki aslanımızı alarak lastikçiye gidip inik lastiğe hava bastırıp geldi. Yayla girişinde amca faruk ile hatıra resmi şekli yaptıktan sonra kendisini markete kadar takip ettik ve yollarımızı ayırdık.

markette alış-veriş olayına girişildi ve ekibin bir bölümü çadırların kurulacağı bölgeye doğru yola çıktı. ekibin geri kalan kısmı da geldikten sonra çadırlar kuruldu, kamp ateşi ve mangal yakıldı. mangal konusunda ustalığını kanıtlayan uğur y.'nin hazırlamış olduğu etler ve köfteler güzel güzel mideye indirildi. rakılar içildi, şarkılar söylendi şöminemsi ateşin başında. ekibin bir kısmı uyurken diğer kısmı ise kırımlı veya kongolu olup olmadığı çözülemeyen garip böceklere karşı adeta nöbet tuttu :)

sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mangalda sucuk olayı ve kahvaltı faslı tamamlanınca artık denize girme vakti gelmişti. envai çeşit su topu oyunları oynandıktan sonra alkol takviyesi yapmak için tekrar karaya çıkıldı. bu takviyenin ardından ekip tekrar takım halinde suya daldı. çok güzel vakit geçirdik çok. unutulmayacak iki gün yaşadık Yayla'da. ilerleyen tarihlerde tekrarı yapılır umuyoruz. unutmadan, giderken yapılan bestenin tribünde söylenmemesini diliyorum :) (dapdiri dapdiririri, anladınız siz onu, videoya koydum düriyenin kalaylı güğümlerini :))


iki günlük bile olsa, bunalan bünyelere iyi geldi kamp. hem elimde rakıyla otobanın kesik kesik şeritlerine dalmayı, hem de sevdiğim bi besteyi söylerken yol kenarındaki arazilere bakıp hayaller kurmayı özlemiştim. hell'i anlatmaya gerek yok zaten.

teşekkür ;

abis, serhan, volkan s., uğur e., uğur y., eyüp, şafak, ümit.


@ peşindeyiz

Hiç yorum yok: