Buraya en son ne zaman yazdığımı bile hatırlamıyorum. Herşeyi unuttum.Sadece tek bir şeye odaklandım artık.Ve onu gerçekleştirebilmek için şimdiye kadar hiç çalışmadığım kadar çalışıyorum.Şu anda sabaha kaç saat kaldığını bile hesap edemezken, seni en son "44 gün önce" gördüğümü hesap ettim az önce.Hayat nereye sürüklerse oraya gidiyorum artık.Niye yazmıyorsun diye sitem ediyor herkes.Geçenlerde buraya yazan kardeşlerimden biriyle konuştum. "Yazacak hiçbişey yok dimi?" dedi. Çünkü onun da umudu benim ki gibi bitmişti.
Harbiden sevmek ne biçim bir şeymiş be arkadaş.Bir düşün, aynı senin sevdiğini sandığın gibi. korkmadan, boynunu eğmeden, taviz vermeden, "ödün vermeden" dimi.Ve umudun bitmeyeceğini düşünerek. "Ne duruma düşersem düşeyim, ölmem heralde ulan" dediğin şekilde sevmek.Bu gidişin sonunun zaten kötü olduğunu bile bile sevmek.Ama ne olursa olsun korkmadan, umuda sarılarak..Sevdiği uğruna "gördüğü-duyduğu-bildiği" herşeyi unutabilen bu bünye, bana kaç kere gidip geldiğini bile unuttu "seni çok sevmekten" sebep.
Ulan biz o kadar sakınanlardanmışız ki sevgimizi, kimse bilmesin isteyenlerdenmişiz.Herşeyi o kadar çok hayra yoranlardanmışız ki, şerri göremeyenlerdenmişiz.Tıpkı ayrıldığımızı da kimse bilmesin diyenler gibi, "biz ayrıldık" diyemeyenlerdenmişiz.
İki rengi bile bu kadar çok sevebilmişken,
yalnız geçen onca geceye isyan edenlerdenmişiz..