Güneş hafiften batmaya nazır,az peynir,biraz meze,hafif müzik, bol rakı vardı ama tek olan bişi vardı oda bendim sanırım.Suskunlukla yudumlanan kadehler kafada dönen milyonca düşünce vardı.Mantıkla duygunun savaştığı geçmişle yüzleşmek isteyen bir beden vardı.Hatalarıyla doğrularıyla ben buyum diyen birinin sessiz çığlıkları vardı.Masada ve ortada uçuşan daha birçok şey vardı.Yalnızlık içine işlemişken zor ama yanında sadece candan bir dost isteyen hafiften çakır,her düşündüğü boğazına düğümlenen bir beden vardı.Yeni fırsatları yitirmiş gelecekten beklentisi olmayan rutin alışkanlıkları olmaya başlayan birinin son çırpınışlarıydı bu.Düşüncelerini bağırırken kaç defa düşünen ama bir o kadar da ben bu değilim diyen birinin duygusal refleksiydi bu belkide nereden bilinir.Neler yitirildi,neler mahvedildi hepsi gözden geçirildikten sonra sıra yargı safhasına geldi.Sonuçta ne olursa olsun haklı yada haksız kendini idam sephasına çıkaran bir adam vardı.Bu acıydı ama gerçekti çünkü herşeyi kendinden bilen bütün sorumluluğu üstlenen eleştirmeden,hayıflanmadan,suskunluğa boyun eğen bütün günahlarını kabul eden öylesine gereksiz bir kadercilik vardı bu gece üstümde.Bazen hayırlısı demeye kafa tutan bazende akışına bırakan gereksiz karasızlıklar arasında masayı terk ederken, bir tek iyi akşamlar diyişleri hatırlarken bir de evde devam edebiliryim acaba diyen bir merak vardı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder