22 Mayıs 2008 Perşembe

endüstriyel futbol!




bu yazıyı yazmak için sevincimizin mantıklı boyutlara inmesini bekledim sabırla... bu kadar değerli bir şampiyonluğu böyle çirkinleşmiş görmek içimi acıtıyor ve yazmadan duramazdım.... bu sene iş dolayısıyla son maça gelemedim, çok da hevesim yoktu açıkçası. biz sivas'ta yaşayacağımızı yaşamıştık ama gene dayanamadım kaçtım işten maçın sonuna yetiştim... havada başım bir o yanda bir bu yanda. geçen seneki süpriz şampiyonluğa sevincimden fazlaydı bu sene coşkum. parasız pulsuz, hocasız yabancısız da oluyordu şampiyonluk, inanmak yeterdi. fatih terim de gheorge hagi de hep aynı duyguyu vermişti takıma, seyirciye; inanın. inandık ve gene oldu. yabancı oyuncudan geçilmeyen en büyük rakibimize inat gibi ama miliyetçi bir bakıştan ziyade türk futbolu için önemliydi bu şampiyonluk. yabancılara harcanan paralar altyapılara harcanırsa hem ülkenin futbolu gelişecek hem de sokakta mutsuz ve umutsuz boş boş dolaşan çocuklara bir umut verilmiş olacaktı. işte bu yüzden önemliydi nezdimde yabancısı az bir takımın şampiyon olması. oysa biliyordum bu düşüncelerimin ne denli boş olduğunu. daha çok parası olsaydı altyapıya mı harcayacaktı sanki klüp parasını; daha gösterişli stadlar lazımdı onlara, daha büyük isimli yıldızlar. tam da bu düşünceler geçerken aklımdan gördüm onu. etraf mahşeri bir kalabalık herkes bir kamyonetin peşinden koşuyor. köşesine sinmiş, ürkek gözlerle bakıyor çevresine. simgen o senin, nasıl o ormanın kralıysa sen de yeşil sahaların kralısın. ama işte krallığın bu kadar bu zihniyetle. kafes yerine karanlık çıkar ilişkileriyle çevrilmiş etrafın. kükremek yerine sinmiş sana verilenle yetiniyorsun. uyuşturulmuş gibi boş gözlerle bakıyorsun herkese, herşeye; hakem hatalarına, federasyonun zırvalıklarına, haksızlıklara, kanunsuzluklara. hayvan haklarından nasibini almamış olsan da hiç değilse simgene saygı beklerdim senden. kendisine saygısı olmayanın simgesine saygısı olurmuş gibi. orman değil yerin sirk, oyun değil artık bu show business. yeşil sahalar spor mabedi değil, alışveriş merkezi günümüzde. malın sahada koşuyor, müşterin tribünde bağırıyor. ve sen o korkmuş aslandan daha çaresiz durumdasın. bunu yaratan sen değilsen bile parçası olmaktan rahatsız değilsin. ve artık sevmiyorum seni futbol mahalle arasında gazozuna oynanmıyorsan. Siz değilsiniz GALATASARAY biziz.... son maç doldurduğunuz stada kışın da bekleriz!

Hiç yorum yok: