Güzel hayallerle yattığın sıcacık yatağından kabusla uyanmanın şokunu yaşarsın gece gece. Hayatta kaçtıkların uykunda yakalar seni. Uyanırsın etrafına bakarsın yapayanlızsındır. Tekrar yatıp uyumaya çalışır ama aynı korkularla yüzleşme düşüncesi mahveder seni. Ayaklanıp dolaba doğru yönelir dibe vurduğun her anda kurtarıcın olan şişeleri arasın. Boştur bu sefer dolap. Saatin kaç olduğunu şunu bunu hiç bir şeyi umursamadan çıkarsın sokağa. Düşünmeden yol alırsın yavaş yavaş. Cebindeki üç beş kuruş paraya kendini nasıl alkole boğabileceğinin planını yaparsın. Son açık tekele yetişir tozlanmış ucuz şarabını alır çıkarsın. Saat gecenin bilmem kaçıdır artık.Düşünürsün ulan nereye gidiyor bu hayat diye.Başlarsın şişeden yudumlamaya. İnceden yağmur başlar.Sen umudunu gitgide yitirmeye başladığın şehrin sokaklarında kaçmaya devam etmektesindir hala. Aslında kendinden kaçışındır bu. Kafanı göt gibi yapıp içtiğin onlarca gecenin sabahında da bi sikten kaçamamışındır. Bunu bildiğin halde hep aynı şeyleri yaparsın. Hızlanan yağmur sırılsıklam eder seni. Bir bankın köşesine oturur ağlarsın. Şükredersin delice yağan yağmura aslında gözyaşlarını sakladığı için. Tek tük insanlar geçmektedir nereye gittiği belli olmayan. Garip bi şekilde sana bakarlar acıyan ifadelerle. Şisenin dibine gelmene rağmen ne kaçabilmiş ne de bişeyleri çözebilmişindir. Gün aydınlanmaya yakındır artık. Yana yıkıla evin yolunu tutarsın ayakların geri gide gide. Hala hiçbirşeyini çözümleyememişindir. Kaçtıkların yarın yine karşına çıkmaya devam edicektir. Perişan ettiğin bedenin,içeriye doğru göçen psikolojinde bu geceden hediyedir sana. Sabah kalkarsın aynı sonucu bir kez daha görürsün. Kaçtıkların ve kafayı bozuduğun hayat 1-0 yine öndedir...
6 Ocak 2008 Pazar
Yine mağlubiyet..
Güzel hayallerle yattığın sıcacık yatağından kabusla uyanmanın şokunu yaşarsın gece gece. Hayatta kaçtıkların uykunda yakalar seni. Uyanırsın etrafına bakarsın yapayanlızsındır. Tekrar yatıp uyumaya çalışır ama aynı korkularla yüzleşme düşüncesi mahveder seni. Ayaklanıp dolaba doğru yönelir dibe vurduğun her anda kurtarıcın olan şişeleri arasın. Boştur bu sefer dolap. Saatin kaç olduğunu şunu bunu hiç bir şeyi umursamadan çıkarsın sokağa. Düşünmeden yol alırsın yavaş yavaş. Cebindeki üç beş kuruş paraya kendini nasıl alkole boğabileceğinin planını yaparsın. Son açık tekele yetişir tozlanmış ucuz şarabını alır çıkarsın. Saat gecenin bilmem kaçıdır artık.Düşünürsün ulan nereye gidiyor bu hayat diye.Başlarsın şişeden yudumlamaya. İnceden yağmur başlar.Sen umudunu gitgide yitirmeye başladığın şehrin sokaklarında kaçmaya devam etmektesindir hala. Aslında kendinden kaçışındır bu. Kafanı göt gibi yapıp içtiğin onlarca gecenin sabahında da bi sikten kaçamamışındır. Bunu bildiğin halde hep aynı şeyleri yaparsın. Hızlanan yağmur sırılsıklam eder seni. Bir bankın köşesine oturur ağlarsın. Şükredersin delice yağan yağmura aslında gözyaşlarını sakladığı için. Tek tük insanlar geçmektedir nereye gittiği belli olmayan. Garip bi şekilde sana bakarlar acıyan ifadelerle. Şisenin dibine gelmene rağmen ne kaçabilmiş ne de bişeyleri çözebilmişindir. Gün aydınlanmaya yakındır artık. Yana yıkıla evin yolunu tutarsın ayakların geri gide gide. Hala hiçbirşeyini çözümleyememişindir. Kaçtıkların yarın yine karşına çıkmaya devam edicektir. Perişan ettiğin bedenin,içeriye doğru göçen psikolojinde bu geceden hediyedir sana. Sabah kalkarsın aynı sonucu bir kez daha görürsün. Kaçtıkların ve kafayı bozuduğun hayat 1-0 yine öndedir...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder