19 Mart 2008 Çarşamba

böyle bir yol için değer inan mutsuz olmak..

hayat ne kadar zor. upuzun bi yol gibi. ama benim yolum hep yokuş yukarı. bu gece yine yokuş yukarı çıkarken hayatımda, tam nefes nefese kalmışken yol ikiye ayrıldı önümde. sağa mı yoksa sola mı girmeliyim diye düşünürken, onu aradım. gelmemi istemediği için, değmez dediği için cevap vermedi, sustu. iki yola da baktım uzunca. sağdaki daha da dik bi yokuştu. daha zor olduğu için çıkmak istedim, sağdaki dedim.. çıktıkça çıktım yukarıya.. ilk defa girdigim yol, hiçbir anlam ifade etmeyen binalar üstüme geliyor sanki ve karanlıkta kaybettiği birşeyini telaşla arayan biriymiş gibi, nereye gittiğimi, nerede bulacağımı bilmeden, doğru yoldamıyım bilmeden, elimde bir sokak ismi bile olmadan yürüdüm o yolda. zaten sokak tabelası da yoktu ayrıca.

yoruldum yürümekten. bir park buldum yolun kenarında. en yakın banklardan birine iliştim, üzeri ıslaktı sabahtan beri yağan yağmur yüzünden.. rüzgar da deli gibi esmeye devam ediyordu. bir kez daha aramalıyım dedim. aradım. olduğum yeri tarif ettim. yanlış yoldan girmişsin dedi. güldü. ömre bedel o gülüşü. sonra bişey söyledi. kendince haklıydı. şimdi mi aklıma geldi bunu yapmak? korkmadığından emin olabilseyedim eğer, daha önce de yürürdüm o yolları ama bilmiyordu.. hep zaman vermiştik, beklemiştik birlikte yola başlamak için.. şimdi kalp öyle bir yaralı ki.. ne haykıracak gücü kaldı artık, ne de umudu.. ama yine de diyorduki yokuştan aşağı yorgun, gözleri ağlamaklı inerken, savursada bizi rüzgar, uğrunda yürümeye değer..

Seni gördüğüm zaman,
hayat sanki son bulur..

Hiç yorum yok: