30 Mayıs 2009 Cumartesi

Sezonun Sonu!


Bir acayip sezonun bitişi,yazın bedenlerle kucaklaşması,kısa bir süre dinlenme,Temmuz ortasında bitmeyen kamp dönemi,başlamayan lige isyan,her Ağustos'ta yenilenen umutlar..

Son nefeste Saldır GALATASARAY..

28 Mayıs 2009 Perşembe

Hangi sevdadan?


Bizden kiminle konuşsam, otobüs terminalinde unutulmuş valiz tadında. Unutulmuş, yalnız, çaresiz, onsuz(aliyavuz hariç o şu an yunanistan yollarında, kız tarafını temsile gidiyor)... yer, hayat, zaman gibi etkiler gözümüzde sıfır olmuş ve bizler paralel bir evrende ikametteyiz. Ulan sizler yazmadınız mı giden her sevgilinin ardından hep biz olduk el sallayan diye? Ne bekliyordunuz ulan? Buraya ait değil sizin sevginiz, buraya ait değil çıldırışınız... Vazgeçin bu anlaşılma sevdasından... Siktirin edin şu dilinizden düşürmediğiniz eski sevgilileri... Biliyorum sevgili dediğinize eskiyi yakıştıramıyorsunuz... Bende biliyorum ulan bizim sevgimiz eskimez işte ama gitti, bitti.. Sezon bitiyor, iyisiyle kötüsüyle işte... Yeni sezon, yeni bir umut... Hala beraberiz...


bırakın şimdi alsınlar kırık kalplerinizin parçalarını ve siktirsinler gitsinler.. Bu sabah yeni bir sabah olsun hepinize.. hepimize... Varsın onlar çeksin gitsin, biz hep peşinde...

26 Mayıs 2009 Salı

Geçmiş Olsun Semih Kaya

Milli takım'da yan çapraz bağları koptuğu için 5 ay sahalardan uzak kalacak olan futbolcumuza acil şifalar dileriz.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Tugay Kerimoğlu..


Dönemin en güzel yıllarında sessiz sedasız gidişin,futbolun beşiğinde ayakta alkışlanışın,rüzgarı arkana alıp ortadan dikine verdiğin pasların unutulmayacak.
.
Veda maçında bir hoşçakal bile diyememek..
.
Tugay Kerimoğlu

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Haydi Bastır GALATASARAY..!




siyah beyaz oğlanlar - GALATASARAYIMIZ
24.05.2009 - 20:00
İnönü'de Kartal'a Cimbombom Koysun...

___________________________________________________

bjk : 2

GALATASARAY:1

Aldırma Cimbom Aldırma..

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Tüpçü Zihniyet!

Piknik Tüpü : 9.00 TL

Mutfak Tüpü : 41.00 TL


Tüpçünün taraftara geçirme isteği paha biçilemez..

Haftasonu oynanacak derbi maçı deplasman tribünü bilet fiyatı : 90 TL

Olmadık Yerde Rastlananlar

17 Mayıs 2009 Pazar

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Bitime Üç Kala..


32.Hafta
.
17.05.09

.

20:00
.

GALATASARAY
-

Gençlerbirliği

'Cimbombom'um seni sevmek bizim için şeref demek,
senden bir gün ayrı kalmak bizim için ölüm demek..'

____________________________________

GALATASARAY : 2
-
Gençlerbirliği:1

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Smyrna..!

Geçiğimiz haftaki lüleburgaz turundan sonra çok daha önceden planlanmış İzmir seyahatine hazırlanmaya başladık. Bu sefer ki amaç gezip, içmekten çok daha farklıydı. 17 Kasım 2008'de kaybettiğimiz Anıl kardeşimizin mezarını ve annesini ziyaret edip, annemize anneler gününde bir nebze de olsa yalnız olmadığını hissettirmek adına tülü ile beraber yola çıkıyorduk.

Bol rakılı, muhabbetli, parçalı, hellli, irlandalı gecenin sabahında alışılmışın aksine yeşilköy havalimanında aldık soluğu tülü ile beraber. Yıllarca çıktığımız yolculuklarda varış süremizi saatlerle ifade ederken, bu sefer İzmir'e varış süresinin 50 dakikayı bulması ilk defa uçağa binen bu şahsı derin düşüncelere sevkediyor ve yıllarca boşa mı çile çekmişiz demekten kendisini alıkoyamıyor.

Ve izmirdeyiz.. direk soluğu konakta alıyoruz. tülü'nün feci haldeki sıkıntısına çözüm arıyoruz fakat koskoca izmirde sabahın 9,30'unda bir tane sıkıntımızı çözecek yer bulunmaz mı kardeşim. En sonunda bir büfeci dayı bize yardımcı oluyor ve tülü mutlu bir şekilde yoluna devam edebiliyor. Burdan tülü adına büfeci dayıya selam yolluyor ve İzmir'i büyük bir bok batağından kurtardığı için İzmir halkının kendisine minnettar kaldığını söylemek istiyorum.

Kordon turumuz devam ediyor ve karşımıza Justy diye bir mekan çıkıyor. Mekanın ismi, yeri, içeriğinden ziyade sahne alan şarkıcı bizi kendimizden geçiriyor. Gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Afişteki telefon numaralarından mekanın hangi kahpelere hizmet ettiğini görünce endişemiz bir kat daha artıyor ve Allah sonumuzu hayır etsin diyerek yolumuza devam ediyoruz.

Tülüye yaptığım hadi artık baskıları sonucu kordondan ayrılmaya karar verirken, İzmir'e gelmişken kumru yenmeden gidilmez düşüncesiyle kumruları iç ettikten sonra asıl amacımız olan, gelmemizin en önemli sebebi olan yere doğru yol alıyor iki kişilik dev ekip..



6 ay geçti gidişinin ardından. 6 ay evvel seni bırakıp döndüğümüz yerdeyiz yine. fakat ne birimiz seni unutabildik ne de yokluğuna alışabildik. Hala sanki İzmirdesin gibi geliyor. Her an telefonum çalacak ve kahkalar eşliğinde muhabbet edecekmişiz gibi geliyor. Ama olmayacak biliyorum da konduramıyoruz be kanka hala. Hiç yakışmadı sana bu gidiş biliyorsun bunu sen de. Ama elden de bir şey gelmiyor. Duamızı edip, iki damla gözyaşıyla beraber atkımızı mezarın başına bırakıp sessizce eve doğru yol alıyoruz..



Çiçeğimizi alıp evin kapısına geldiğimizde, anne ve babamız kapıda karşılıyolar bizi. Sohbet ediyoruz konuşuyoruz laf dönüp dolaşıp anıla geliyor boğazlar düğümleniyor gözler buğulanıyor. Yaşanılan hatıralar anlatıldıkça saatler birbirini kovalıyor ve gitme vakti yaklaşıyor..


Bir kere rahat gitmek yeter diyoruz ve dönüş yolunda özümüze dönüyoruz. pamuklu yol mu yollu pamuk mu derken pamukkale seyahatin 10 arabasıyla istanbula hareket başlıyor. yazıhane önünde beklerken farkediyoruz ki Green Street Hooligans aslında İzmir'de çekilmiş. Duvarlarda da hala izleri duruyor Wes Ham'lı arkadaşların.. Onlara bir selam çakıp otogara devam ediyoruz. Haftalık midye istihkakını da doldurduktan sonra otobüsün hareket saati geliyor ve biletlerimizde yazılı olan koltuklarımıza oturuyoruz. Önümüzde oturan dayılara girişmeden yolu bitirebilmiş olmamızı sabırlı insanlar olmamıza bağlıyor, dayılara koltukları götünüze sokmadığımız için şükretmelerini söyleyerek sabah 06:00 sularında İstanbulumuza varıyoruz. Tülüyü burgaz otobüsüne bindirip kaldığımız yerden ofise dönerek devam ediyoruz hayata. Sensiz hep bir eksik olarak..

Biz de uzun bir yola gittin farzederiz, kandırırız kendimizi ne yapalım..

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Yolumuza Bakıyoruz..

TSL
31.Hafta
.
GALATASARAY : 1
-
ankaragücü : 0

Ligin üstünde ve altında kaynayan kazanlardan iştahı açılan medyanın sormaktan yorulmadığı 'Acaba şansınız hala devam ediyor mu? ' sorusuna Büyük Kaptan'ın kısa ve öz cevabı;
'Yolumuza bakıyoruz..'

8 Mayıs 2009 Cuma

Hoşçakal..


Baharın tam ortasında depresif duygularla ağlayan kalbimi elime aldım bugün.Saklamak veya başka bir yere koymak için değildi elbette bu.Bir gülüşüne hayatın anlamını yüklediğim,sanki onca sıkıntının içinden çekipte beni çıkaracağına inandığım insanın ellerine vermek istedim onu alıp kıracağını veya alıp sarılacağını veya hangi davranışta bulunacağını düşünmeden..

Avuçlarımın içinde sessizce verebileceğim herşey bu dedim başı biraz eğikçe.Anlamlandıramadı pek.Şu hayatta ne zaman herhangi bir kavramın anlamı olabildikki dedim kendimce.Düşündüğün gibi değille başlayan cümleler döküldü sonra teker teker.Verilebilecek yada istenen yada düşünülememiş daha ne vardı ki?Konuşmak,haykırmak istedikçe her bir cümlede içe doğru döndüm.Sustum,oda sustu uzunca bir süre.Sessizliği yıkacak birşey aradım hep ama o kadar çok canımız yanmış o kadar çok yılmışız ki bu sorunsallardan.Ayağa kalktığı anda dudaklarından dökülecek kelimelerde hala umudu arayan gözlerle baktım.İçine nefret yüklediğim kelimenin içinde umutsuzluğu buldum ' Hoşçakal..'


Umudunu git gite yitirmeye başladığın şehir diye aylar kimbilir belkide yıllar önce yazmıştım.Yolun sonuna gelinmişti aslında bu şehirde hala çaba ne içindi.Ama bir yan hep eksikti.Fakültenin o lanet yolunda,okulun keşmekeşe döndüğü dönemlerde not ve ders telaşında olan onlarca insandan farklıca aynı havayı teneffüs etmek,nadirende olsa gülüşünü görebilmek için neler yapmıştı bu beden.Boşunamıydı bunca çekilen bünyeye çektirilen çile?

Geriye dönüp bakılan iki yıllık rüyanın sona erişi bir Hoşçakalla bağlandı ve sonlandı.Bir şekilde kalacağım fakat bu hoş olmayacak,kısa bir süre sonra bu şehirden de gideceğim fakat hayatına hoş bir şekilde devam eden sen geriye dönüp yıllara baktığımda yıkıntıların arasında kalan ben olacağım.Hoşçakal..

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Eğme başını dik tut

kırık kalpler yaşar,
gülen yüzler solar,
zaman durmaz akar,
dayan kalbim dayan..

5 Mayıs 2009 Salı

Şampiyonu karşıladık


takımı yolcu ederken "dış hatlar gidiş" terminalinde hell'le beraber 4 (dört) kişiydik. dün gece "dış hatlar geliş" terminalinde ise "hep beraber" 40 (kırk) kişi olabildik. üst üste ikinci kez şampiyonlar ligi kupasını müzemize getiren Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımıza teşekkür ediyoruz.
-
Üst üste ikinci kez Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşan Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, İstanbul'a ulaştı. Engelsiz Aslanları havalimanında Galatasaraylı yöneticiler ve taraftarlar karşıladı. (resmi site)

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Trakya'nın kafası hep güzel


gezelim görelim ekibi maddi imkansızlıklardan dolayı artık yakın yerleri hedef aldı. gidilemeyen hacettepe deplasmanı ardından haftasonu yol yapabilmek için çok cazip bir teklif geldi blanka'dan. cuma gecesi plan program yapıldı. cumartesi sabahı muhtemel kadro belirlendi: patriot, ultrAs! ve voda. kenya yolculuğunu pazartesiye erteleyen ultrAs! çorlu'da beklerken, patriot ve voda esenler otogarına gidip istanbul seyahate ait 403 sefer sayılı 15:30 çorlu otobüsüne son anda yetiştiler.

büyükçekmeceyi 1km. geçtikten sonra ekibimizi taşıyan çorlu otobüsünün kalbi bu zorlu yolculuğa yenik düştü. artis muavinin "otobüsümüz arıza yapmıştır, otogarı aradık yenisi birazdan gelir" şeklindeki açıklaması uyuyan ekibimizi uyandırdı. patriot ve voda yeni otobüsü beklerken çayır çimen geziyor, otobüsü bozanın anasını sikeyim şeklinde fütursuzca firmaya sallıyorlardı. otoban gülü travegonun gelişiyle kaldıkları yerden yola devam eden ekip akşam 6 sıralarında çorlu'ya vardılar. ultrAs!'ın aracıyla tekrar yola koyulmadan önce yemek sorunu çözüldü. çorlu'ya yolu düşenler, mutlaka "kowboy"a gidip special hamburgerin ve süper sosislinin tadına bakmalı. Galatasaraylı mekan sahibi abimizin hoş sohbetiyle birlikte hamburgerler indiregandi yapıldı. yemekten sonra ekip tekrar yoldaydı. yeni kaptan ultrAs! ve istikamet lüleburgaz! mini çorlu turu ardından burgaz yoluna girildi. mesafe kısa olduğu için acele etmediler. lüleburgaz girişinde trakya ateşi'nden blanka karşıladı ve ekibin acilen alkol alması gerektiği anlaşıldı. lüleburgaz'a yolunuz düşerse eğer, "lokal beer cafe"ye gidin. kaç tane içildi hatırlamıyoruz, yanında çerezi patatesi falanı filanı, gelen hesap 72 tl. patriot patlatıyor bombayı, her akşam buraya gelelim diyor. mekan çok güzel ve ucuz. 8 gollü barcelona - real madrid maçı da hesabın içinde. lüleburgazspor idari menajer yardımcısı ferit ve göztepe Yalı'dan barbaros da katılıyor aramıza. lokalden ayrıldıktan sonra "ayın ürünü" olan alkol alışverişi yapıldı ve meşhur lüleburgaz tepesine geçildi. muhteşem manzarasıyla trakya ayaklarının altında. her zamanki gibi trakyanın yine kafası güzel. lüleburgazda mekanlar kapandıktan sonra sepetini dolduran tepeye çıkıyor. insanın içtikçe içesi gelir böyle şehirde.



alkol bittikten sonra tekrar şehir merkezine inen ekip, soluğu işkembecide alıyordu. çorbanın ardından yeniden alkol tedarik edilince ufaktan eve geçildi. evde de alkol kalmayınca gece herkesin kafası güzel şekilde sona erdi. pazar sabahı muhteşem ev yapımı şarapla karşı karşıyaydık. yanında yine ev yapımı poğaçalar var.
şaraplı kahvaltının ardından lüleburgaz turuna kaldığımız yerden devam etmek için evden ayrıldık. lüleburgaz turu stad etrafında sona erdi. burgazda yaşayan ve bölgeye yakın yerlerden gelen münferit göztepeliler kendilerine ayrılan kısımdaydılar. kapı önünde sanıyoruz ki sara nöbeti geçiren göztepeli bir taraftara acil müdahale edilmesi için ambulans beklenirken, ambulansın gecikmesi ve taraftarın polis aracıyla hastaneye taşınması göztepeli taraftarları çıldırttı. koskoca stadın içinde veya etrafında bir ambulans olmaması zaten ayrı bi mevzuydu. bilet fiyatları açık 10, kapalı 20 olarak açıklanmıştı. lüleburgazspor idari menajer yardımcısı ferit'in ekibimize akreditasyon sağlaması sonucu kapalı tribünde yerlerimizi aldık. maçın başlamasına kısa bi süre kala başlayan şiddetli yağmurdan en çok etkilenen göztepe tribünleri oldu. göztepe tribününe ayrılan 150 kişilik yerin dolması sebebiyle izmirden gelen göztepe otobüslerinin şehre sokulmadığı haberi geldi. lüleburgaz 8 kasım stadından bahsetmek gerekirse, hani patates tarlası gibi denir ya aynen öyle. orta sahadaki çıkıntılarla duvar pası bile yapılır. lüleburgaz tayfası maç boyunca susmadı. susmadı ama ikinci golden sonra davulcu arkadaş kendinden geçti. düğün havaları çalmaya başlayınca söylenen bestelerle alakası kurulamadı. lüleburgaz play-off şansını sürdürmek, göztepe ise alacağı galibiyetle 2.lige çıkmayı garantilemek istiyordu.
göztepe hem ilk yarı hem de ikinci yarıda attığı birer golle maçı 2-0 kazandı ve 2.lige yükseldi. maçın ardından arkadaşlarla veda faslına geçildi. vedanın ardından ultrAs! kaptanlığında çorlu'ya dönmek üzere yola koyuldu ekip. efes pilsen fabrikasının tam karşısında durup, yolda aldığımız ekmek, peynir ve zeytinle karnımızı doyurduk. burgazdan çorluya yolunuz düşerse eğer efes pilsen fabrikasının tam karşısındaki ağaçların altı çok güzel. altı adet sandviç ekmeği, iki kutu karper, 100 gram siyah zeytin ve meşrubatla harika bir menü. ne diyorum ben ya. neyse çorluya gelmişiz. çorlu'daki ayrılığın ardından patriot ve voda, gelirken yaptıkları hatayı tekrarlamamak için istanbul seyahate bir çalım atıp, truva turizmle istanbul yolunu tuttular. ultrAs! ise pazartesi kenya yollarına düştü. bir yol hikayesinin daha sonuna gelirken, her adımda daha da derine gidip öleceğimiz bir başka yolculukta tekrar birlikte olmak üzere diyoruz.



-

ne kadar teşekkür etsek az..

bizi iki gün boyunca en güzel şekilde ağırlayan yediren içiren trakyAteşi'nden blanka'ya, yine bizimle ilgilenen akredite eden lüleburgazspor idari menajer yardımcısı ferit'e, ve cumartesi gecesi evinde misafir eden göztepeli Yalı kardeşimiz barbarosa..

ama gerçek yolcular gitmek için giderler;
yürekleri balonlar gibidir, hafifçecik,
ve niçin olduğunu bilmeden "gitsek" derler
yazgıları önünde boyunları hep eğik

4 mayıs 2008


@ peşindeyiz

3 Mayıs 2009 Pazar

Bütün Devletler Katildir, Mülkiyet Hırsızlıktır !



bizim istediğimiz anarşist devrim yalnızca tek bir sınıfın çıkarı ve özgürlüğe kavuşması içindir. bu sınıf ekonomik, politik ve moral bakımdan tutsak edilmiş tüm insanların sınıfıdır.anarşizm, insanın insan tarafından sömürüsünün ve tahakküm altına alınmasının ortadan kaldırılması, yani özel mülkiyet ve hükümetin ortadan kaldırılmasıdır; anarşizm, sefaletin, hurafelerin ve nefretin yok edilmesidir."

errico malatesta

Şaaampiyon!


Final: RSC-Rollis Zwickau 73 - 82 Galatasaray


Şampiyonlar ligi bize dar gele dar gele oy..

2 Mayıs 2009 Cumartesi

bana bu gece, sakın aşktan hiç söz etme

geçen hafta seyircisiz maçı kapalının en güzel alt gruplarından birinin davetlisi olarak izlemiştim. hacettepe maçını ise yine kapalının en güzel içen bir diğer alt grubunun davetlisi olarak beyoğlunda izleyelim dedik patriotla. sezonun son ankara deplasmanına en kötü bi starex uydurur yine gideriz derken, önce maçın cuma olması, sonra biletin pahalı olması bahane edilip vazgeçildi. içerken bile aklımızdan geçen "ulan şimdi biz burda güzel bi hesap öderiz, gidebilseydik bizimle birlikte gelcek olanlarda bu gece farklı mekanlarda belki daha güzel adisyonlarla karşılaşcaklar. biz aslında giderdik be" idi. gerçi arkadaşlar misafir olduğumuzu öne sürerek hesap ödettirmediler bize ama biz yine de maç bitince skordan sebep keşke gitseymişiz dedik.

"sen yenil bize inat, biz peşindeyiz sana inat" demedik mi biz? işte o yüzden orada olmalıydık.. en büyük küfürü bize ediyorum bu sebeple.. 1-0 mağlup durumdasın, amaçsızca, bişey olmayacağı, maçın dönmeyeceği belli şekilde saldırıyosun, hatta ligin son sırasındaki rakibinin ikinci golü bağıra bağıra geliyorken bi tribün düşün. "bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray" demeyi bilen, bestenin her mısrasını kız arkadaşına hava olsun diye her akşam değiştirip değiştirip iletisine yazan ama öte yandan bilete verdiği parayı da götünden çıkarmak isteyen, karşılık bekleyen bi tribün düşün. teknikle taktikle uğraşan bi dünya blog var, girip baksın isteyen, belki yazan olur oralarda: Cevat Hoca takımın başına ne zaman gelmiş, kaç maça çıkmış, Bülent Korkmaz bu takıma ne vermiş, kaç maça çıkmış, nasıl bi Galatasaraylıymış? kimi kime düşürmeye çalışıyorlar? sanki her sene şampiyon olan bi takım var da onu tutuyosun. ama doğru ya, sen sadece takım tutuyosun. başarı veya başarısızlık senin en önemli kriterlerin. biz ise aşktan bahsediyoruz. kimsenin galatasaraylılığını tartışmam dersin ama değerlerini hiçe saymayı da iyi bilirsin. daha dün götünü yırtarak sevinmene sebep olan insanlara bugün rahatlıkla küfredebiliyorsun. sana bu hakkı senede 4 kere aldığın o bilet veriyor sanıyorsun. sen böyle düşünmeye devam et.. zihniyet değişmiycek çok iyi biliyoruz. İmparatoru, Hagi'yi yiyip bitiren bu zihniyet B.Kaptan'ı da yiyecek elbet. kimse sahip çıkmaz bizden başka onu da biliyoruz. çünkü biz şunu da iyi biliyoruz ki, sen Bülent Korkmaz'dan daha iyi Galatasaraylı değilsin. bundan önceki, bu ve bundan sonraki alınacak her mağlubiyette, giden her şampiyonlukta, kaybedilen her kupada vs. ondan daha çok üzülebilme ihtimalin de yok. ligde kalabilme ihtimali olmayan bi takımda hoca olan ve aldığı galibiyet sonrasında başını önüne eğip direk soyunma odasına giden Ergün'den bile daha çok üzülebilme ihtimalin YOK ULAN YOK...

"biz zor günlerin adamıyız, bunu her zaman bir kenara yazın.."

1 Mayıs 2009 Cuma

Ölene Kadar Seninle!


Haberin yoktu belki, sen gittin gideli bıraktığın deniz genişledi, akıttığın kanın etrafını saracak köpekbalıkları sarar oldu dört bir tarafı. Dakika 92'de yağmur altında sen bakarken takıma, hiç yükselmediği kadar yükseldikçe sesler; saplandı oklar birilerinin yüreğine bilesin. Muhtemelen baltayı saplamak için hazır kıta bekleyen yönetime, göz nurları belgeli şikeci Adnan Sezgin kifayetsizine çevrilmeyecek o oklar yine. Ama sen de senede 3 maça giden, Hacettepe gidince kontenjanı 3'e düşecek olan, sırtında pelerin, kafası sikindirik şapkalı haysiyetsizleri sikleyecek değilsin.
Varsın alem çeksin gitsin biz hep peşinde!
# 3

May Day