Hatalarımız çokçadır belki.Ama uğruna hayatımızı koymak istediklerimiz için silinir gider hepsi bir kalemde.Herkesin vazgeçirmeye uğraştığı sevda yolunda katettiklerin senin doğrularındır.İnandıklarının yanlış olduğu gün şehirden sessizce gidişin kaçınılmazdır.Ve bugün kaçınılmaza doğru sürüklenişinin başlangıç günüdür...
31 Mayıs 2008 Cumartesi
Gitme Vakti..
Hatalarımız çokçadır belki.Ama uğruna hayatımızı koymak istediklerimiz için silinir gider hepsi bir kalemde.Herkesin vazgeçirmeye uğraştığı sevda yolunda katettiklerin senin doğrularındır.İnandıklarının yanlış olduğu gün şehirden sessizce gidişin kaçınılmazdır.Ve bugün kaçınılmaza doğru sürüklenişinin başlangıç günüdür...
Siyaset Sosyolojisi
25 Mayıs 2008 Pazar
Kombinesiz Sevdalar..
2007-2008 sezonunu şampiyon olarak bitirmemizden sonra başarıyı hızlı bir şekilde maddiyata çevirme arzusundaki yönetim,2008-2009 sezonu kombinelerini vakit kaybetmeden satışa çıkardı ve talep patlaması sonucu çoğu kombine tükendi.Aslında çoğu kişi için garipsenecek bir durum yoktu bunda.Doğru zamanda,doğru hamleler lazımdı ekonomik kalkınma için.Ama bizler üzerimizden geçen bir sezonun biriken borçları için kişilerden,tıkanan kredi kartları için bankalardan kaçarken tükenen KAPALI kombineleri haberi,paraya karşı isyanımızı bir kat daha arttırdı.Eski Açık'ta emek verilen onca yıldan sonra mabedin son yılında KAPALI'yı düşlüyordu bedenler.'Ulan kombineler belki geç çıkar be bu arada borçları kaparız herşey hallolur' , 'Abi bankadan kredi şeklimi yapsak 12 ay vade öder dururuz ödeyemediğimiz gün buzdolabı,televizyon,bilgisayarı alır tepe tepe kullanırlar' diye söylenirken kendi kendimize söylendiklerimizle kaldık yine.Koca bir sezon 'Rezilix'in kahrını çekmemek,sokakta yudumladığın biranın keyfine varırken aklının bi köşesinde bilet kaygısını taşımamak,kış aylarını pas geçip son 4 hafta takımına! koşan seyircinin yükselttiği fiyat tarifesinden etkilenmemek,efsane KAPALI'ya son senesinde bir veda busesi içindi tüm gayretler.Olmadı..Önümüzdeki sezon değişecek çok şey var.Belki eski açık,belki yeni açık,belkide köhne bir biranenin taburesi olacak bizi kucaklayan.Ama değişmeyecek olan tek şey 'Kombinesiz Sevdamız' olacak..
24 Mayıs 2008 Cumartesi
R.I.P
YINGXIU - Çin Başbakanı Ven Ciabao, 12 Mayıs'ta meydana gelen depremde can kaybının 60 bini geçtiğini, bu sayının 80 bin ve üzerine çıkabileceğini söyledi.Yalnızca 13 bin nüfuslu Yingxiu’da 8600 kişinin öldüğü belirtiliyor.
22 Mayıs 2008 Perşembe
endüstriyel futbol!
bu yazıyı yazmak için sevincimizin mantıklı boyutlara inmesini bekledim sabırla... bu kadar değerli bir şampiyonluğu böyle çirkinleşmiş görmek içimi acıtıyor ve yazmadan duramazdım.... bu sene iş dolayısıyla son maça gelemedim, çok da hevesim yoktu açıkçası. biz sivas'ta yaşayacağımızı yaşamıştık ama gene dayanamadım kaçtım işten maçın sonuna yetiştim... havada başım bir o yanda bir bu yanda. geçen seneki süpriz şampiyonluğa sevincimden fazlaydı bu sene coşkum. parasız pulsuz, hocasız yabancısız da oluyordu şampiyonluk, inanmak yeterdi. fatih terim de gheorge hagi de hep aynı duyguyu vermişti takıma, seyirciye; inanın. inandık ve gene oldu. yabancı oyuncudan geçilmeyen en büyük rakibimize inat gibi ama miliyetçi bir bakıştan ziyade türk futbolu için önemliydi bu şampiyonluk. yabancılara harcanan paralar altyapılara harcanırsa hem ülkenin futbolu gelişecek hem de sokakta mutsuz ve umutsuz boş boş dolaşan çocuklara bir umut verilmiş olacaktı. işte bu yüzden önemliydi nezdimde yabancısı az bir takımın şampiyon olması. oysa biliyordum bu düşüncelerimin ne denli boş olduğunu. daha çok parası olsaydı altyapıya mı harcayacaktı sanki klüp parasını; daha gösterişli stadlar lazımdı onlara, daha büyük isimli yıldızlar. tam da bu düşünceler geçerken aklımdan gördüm onu. etraf mahşeri bir kalabalık herkes bir kamyonetin peşinden koşuyor. köşesine sinmiş, ürkek gözlerle bakıyor çevresine. simgen o senin, nasıl o ormanın kralıysa sen de yeşil sahaların kralısın. ama işte krallığın bu kadar bu zihniyetle. kafes yerine karanlık çıkar ilişkileriyle çevrilmiş etrafın. kükremek yerine sinmiş sana verilenle yetiniyorsun. uyuşturulmuş gibi boş gözlerle bakıyorsun herkese, herşeye; hakem hatalarına, federasyonun zırvalıklarına, haksızlıklara, kanunsuzluklara. hayvan haklarından nasibini almamış olsan da hiç değilse simgene saygı beklerdim senden. kendisine saygısı olmayanın simgesine saygısı olurmuş gibi. orman değil yerin sirk, oyun değil artık bu show business. yeşil sahalar spor mabedi değil, alışveriş merkezi günümüzde. malın sahada koşuyor, müşterin tribünde bağırıyor. ve sen o korkmuş aslandan daha çaresiz durumdasın. bunu yaratan sen değilsen bile parçası olmaktan rahatsız değilsin. ve artık sevmiyorum seni futbol mahalle arasında gazozuna oynanmıyorsan. Siz değilsiniz GALATASARAY biziz.... son maç doldurduğunuz stada kışın da bekleriz!
ulaşılamıyor
Şimdi ne oyuncak kaldı ne pil.. kim ne ile oynayacaksa oynasın artık.. ben yokum artık o çoktan seçmeli oyuncak sepetinin içinde.. devir değişti teknoloji gelişti. şimdi pille çalışan oyuncakların yerini, mekanik enerjiye sahip çin yapımı materyaller aldı.. ben de ne mekaniği kaldı enerjinin ne de potansiyeli.
Çok defa yaşadım bu serzenişli zamanları. Paylaşıldığında, etrafta şaşkınlık yaratmayan hikayelerim oldu benim şimdiki gibi.
"Acı çekmeyi seviyorsun sen" diye başlayan sms'ler görür oldu telefonum..
Biz seçmedik bu hayatı deriz ya çoğu zaman, şimdi bunun aksini iddaa edip, ben de 'o'nlara inanır olup, bu kahrolası dertlerin beni mutlu ettiğine inanır olmaya başladım sanırım.
Yine tek seçenekli sınavlara tutulmaktayım bi süredir.
Çoğu zaman hatırlamadığım, ani bi deprem sarsıntısında bilinçaltıma yerleşmiş hareketle yardım istediğim ve periyodik olarak 2-3 yılda bir her terkedilişte elimi açıp dua ederek, unutmak için yardım istediğim tanrı da bütün desteğini esirgemiş durumda..
"Aradığınız tanrıya şu an ulaşılamıyor" sinyaliyle karşılaşıyorum az ama bir o kadarda anlamlı uykularımda..
Periyodik olarak aynı sıkıntıları yaşamak da çok sıkıcı olmaya başladı. Hani acı çekmeyi seven insanım ya, her türlüsünü tadayım bari acıların. Ama yeter artık. Hep aynı kategoriden acılarla deniyor olması da, benim değil de, arayıp da karşılığında "ulaşılamıyor" sinyali aldığım mecraların unutkanlığıdır sanırsam.. yine aynı melodiler çalar kulağımda.
bir şarkının içine sığındım, ayrılıklar dinince haber verin..
18 Mayıs 2008 Pazar
hakettiğimiz şampiyonluk
Galatasaray
Bayan Basketbol Takımı
(bu röportaj galatasaray.org dan alıntıdır.)
16 Mayıs 2008 Cuma
Pesindeyiz Eskişehirspor
12 Mayıs 2008 Pazartesi
8 Mayıs 2008 Perşembe
Bu bir deplasman hikayesidir..
1 Mayıs 2008 Perşembe
Korku Cumhuriyeti
Yöneticilerin halka karşı hiçbir hukuk kuralıyla bağlı olmadığı yönetim biçimi. Günümüzde hukuk devleti kavramının karşıtı olarak kullanılan terimin tarihsel kaynağı, mülk devlet kuramından sonra ortaçağda ortaya çıkan polis devleti kuramıdır.
Bu kurama göre hükümdar devlet adına yetkilerini kullanırken yalnızca tanrıya ve vicdanına karşı sorumluluk taşır. Hükümdarın emirlerini uygulayan memurlar da halka karşı hiçbir hukuk kuralıyla bağlı değildir. Hükümdarın emirleri birer hukuk kuralı sayılır; halkın kayıtsız şartsız bunlara uyması gerekir.
Modern çağ siyasal terminolojisinde, polis devleti terimi monarşik olmayan siyasal biçimler için de kullanılır. Bu bakımdan askeri ya da sivil diktatörlüklerin ya da otoriter rejimlerin hukuk karşısındaki konumu değerlendirilirken, polis devleti nitelemesi kullanılır. Özellikle klasik faşist rejimler (Nazizm, İtalyan faşizmi) ile Stalin dönemi Sovyet yönetimi polis devletinin tipik örnekleri sayılır.