18 Mayıs 2008 Pazar

hakettiğimiz şampiyonluk

sezonun başında biz söylemiştik bu takım şampiyon olur demiştik. kandırdık hep sizi; "gidicek başka yer bulamadığımızdan gidiyoruz.." dedik. alakası yok. tiner kokusu çarpmış bizleri, kokladıkça boyamışız, boyadıkça yazmışız, yazdıkça gitmişiz kilometrelerce yolu. saha beş maç kapatılmış, kombine alamamışız yada almamışız. olimpiyatta harbici istanbul takımlarından biriyle oynarken asmışız ilk kez pankartı, en masum olduğu zamanlarken. bolu vardı sonra bolu. geçenlerde yine oturduk içiyoruz, aklımıza geldi güldük. istanbula yakın ama uzak, güzelin ötesinde bi deplasmandı bolu maçı. playofftan bolusporu istiyoruz sırf bu sebepten. ligin başındaki bursa deplasmanı. bir önceki sezonun son haftasında feribotu ve içinde bira servisi bulunan şehirlerarası bursa otobüsüyle yapılan deplasmana bu kez tayfayla geçildi. beş otobüs tıklım tıklım doluyuz. yola çıkmadan önce eski model otobüsleri görünce gözler doluyor. bursadan hem 3 puan hemde biri camsız dört otobüsle dönüyoruz istanbula.. ceza devam ediyor bu kez manisa deplasmanı konuşuluyor. nasıl yapılır nasıl edilir derken bir davet geliyor güzel insanlardan. hayır diyemiyoruz, biniyoruz deplasman dostlarından mercedese hiç uyumuyoruz biralar sular seller gibi.. kral hakan şükürle birlikte kafaya çıkıyoruz manisada, golü atıyoruz çıldırıyoruz.. dönüyoruz yine istanbula.. istanbulumuzun en güzel semtlerinden biri gelmiş lige, keşke kendi semtlerinde oynasalardı diyoruz, bu kez deplasman diye gittik olimpiyata.. herkesin istikameti başka yerleri gösterirken biz gidilmezler arasına çoktan almışız ya kayseriyi, vardır illa gidilcek bi yer diyerekten basketbol kupa çeyrek final maçı için, hemde tur atlama ihtimali milyonda sıfırken, yenik serçeye hadi koçum diyoruz, çanakkaleye geçiyorduk.. çanakkaleye 40-50 km. filan kala, giden her sevgilinin klip çekimi gerçekleşiyor. dönüyoruz yine istanbula.. biraz nefeslenelim bile diyemiyoruz, gidilmedik yer kalmasın be diyerek bu sefer denizlide açıyoruz hayata gözlerimizi, göğe ellerimizi.. iki gol atıyoruz denizlide, dönüşte yemek molası veriliyordu, galibiyet primi ise üç çeşit yemek olarak açıklanıyordu afyondaki tesislerde.. bu seneki deplaseler içerisinde bu deplasmanın yeri bi ayrı oldu.. anlatılmaz yaşanır cinsten derler ya hani.. üç kişiydik istanbuldan, kenyadan gelenlerle kesişti yolumuz pamukkalede. neyse ayrı bi denizli yazısı vardı buralarda bi yerlerde siz oraya bkz. biz yine dönelim istanbula.. geçen sene gidilen çileli antepe gitmedik bu sene denizliyle üst üste binince.. trabzon muhabbeti çok ilginç. oraya da gitmedik ama hani gidemesende yolunda bile olsan aynı sevabı alırsın olayı varya, aynen öyle birşey. gece saat 1e yaklaşıyor, yenikapı açıklarında beyaz renk bir serçe, içinde üç eşgal, serçeyle trabzona nasıl gidilir hesapları yapıyor.. bir kişi daha bulabilseydik belkide şuanda hala dönüş yolundaydık. vakit gidilmesi gereken, haykırılması gereken en önemli deplaseye geldiğinde yine umut vardı içimizde.yine olmadı, koy götüne dedik.. nitekim çok geçmeden aynı yerde çok güzel bir iş yapcaktık.. oftaş deplasmanı için planlar yapıldı sonra. üç bizden iki ordan beş şurdan derken ford transitin sancılı doğumu gerçekleşti. yeni bir deplase dostu kazandık diyorduk giderken, dönüşte götümüz dondu. bir arabanın camı içerden donar mı diyenlere bekleme yapmadan transit gülüyoruz. ufo bile gördük be kardeşim. yine dönüp dolaşıp geliyoruz istanbula. ilk yarı bitti zannediliyordu ki biz burhaniye nereye bağlıdır onu bile bilmezken, kendimizi bayan basketbol deplasmaninda buluverdik. uzun güzel bi yazısı var burhaniyenin, biz yine dönelim istanbula..zaman su gibi akıp giderken hafiften lig ilginç bir hal almaya başlıyor, deplasmanlar daha da zor koşullar altına giriyor. artık öyle deplasmanlara sıra geliyoki istanbula dönemiyoruz (bkz. kenya deplase). sonra dolmabahçeden aşağıya yürüdük kolkola girip.. ardından ankaranın bilinmeyen yerlerinden birinde bir stada gidiliyor kenyadan. girilmedik stad salon bırakılmıyor.. sonrasında yine ankara oluyor, bu defa tescilli gençlere gidiliyor ve dönülüyor.. yüreğine yenik düşenlerin aklına olimpiyat geliyor, sıkıntılı başlayıp güzel bitiyordu. ve son olarak sivas geliyordu önümüze. yine unutulmayacak bir sivas öyküsü yaşandı bitti. biz gelmeye çalıştıkça istanbul kaçtı bizden sanki. mecidiyeköydeki lig, kupa ve avrupa maçlarını yazmaya gerek yok zaten. biz bize ait olmayan yerlerde bize ait bişeyler aramaya -bulamazsak boyamaya- devam edelim yine.. hala gidilmedik şehirler var mutlaka. arada atlamış olduğumuz bişey olabilir, artık normaldir. gittiğimiz hiçbir yerden üzülerek dönmedik bu sene.. senin yolunda yürümekti bizi mutlu eden zaten.. senden sana giden başka yol bilmeyiz biz ve birgün uğrunda biyerlerde yitip gideceğiz Galatasaray..

************************************************************************************

"söylencek çok fazla bişey yok. herşeyden önce bize inançlarını desteklerini "bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan taraftarımıza" bize inanan bütün herkese çok teşekkür ediyoruz. biz hakettiğimizin peşindeyiz.."

#10
Galatasaray
Bayan Basketbol Takımı
(bu röportaj galatasaray.org dan alıntıdır.)

Hiç yorum yok: