26 Nisan 2008 Cumartesi

ulan Gassaray!


başka hiç bir şey yapmayabilirsin, duruşun bakışın yeter. cenneti görmüşüz seninle, kalamış'a çıkarmasan da olur akşam gezintisine. ama biliyoruz ki deliyiz ikimiz de. duramayacağız. devamsızlık limiti dolmuş halleriyle tarihçi ders anlatırken piç piç bakışıp, kıkırdayarak birbirini kışkırtan, arkada ceketini almadan okulu asan delikanlılar kadar bağlıyız kaideye. sen beni bilirsin ben de seni galatasaray. ulan galatasaray. kırmızını gördüğümde kalbim küt küt atıyor, çıldırıyorum, sağduyumu, sağımı, duyumu yitiriyorum.

sözüm söz, daha bir şey beklemem senden. rüya mı gerçek mi anlayamadığım yılların hatırası yeter. ama en janti aleme de yakıştırırım ha seni, yakışıklısın olm. az bişey kendine baksan. stadın köhnemiş, kaptanın eskimiş, başkanın şöyleymiş falan filan. biz bu boku içmeye kristal kadehte başlamadık. köpek öldürenle sarhoş olurduk ne ki, petrus'la havyar bilmeyiz, bilmemekten kelli de aramayız; hepsinin ötesi sarhoş etmeyen petrus'un da mahzenine koyayım. adamın en has zamanında sağından atıp solundan geçtiğini değil de hagi'nin, sonrasında elini böyle böyle salladığını anlatıp gülüşüyoruz. başkası anlamıyor neye güldüğümüzü ama iyiyiz biz, kafamız güzel. millet biz ne içtiysek ondan istiyor. istesinler, onlar bulasıya bizim modumuz değişir. ki bulamazlar; dedik ya, petrus'u parası olan herkese veriyorlar da her züğürt efes güneşi'yle kafayı açmayı bilmiyor. ulan galatasaray, alemsin. bir alemsin.

dedim ya, ayıbımız minnetimiz yok karşılıklı. olmasın da, sitem edecek kadar çocuk değiliz daha. ne yapsan eyvallah, biliyorsun. ama biliyorum ki yine kıpır kıpırsın. seni de uyku tutmadı değil mi? biliyorum ki tugay da yatamamış adası dar geliyor, cevat'la zoran da mahalle düğünündeki klarnet sesine, içtiği son kadeh votkaya yoruyor yatakta dönele duruşunu, gheroghe adaşını arıyor bükreş akşamında "bacanak, uyku tutmadı bir tavla atalım?" diyor, claudio gece gece açık kilise arıyor bu saatte, sasa kampta gece gece winning eleven'da bir maç daha çeviriyor diye hocadan fırça yiyor, mondi daum'la ümit'e mesaj atıyor. ulan galatasaray, işi gücü bıraktık terliyoruz akşamın yedisinde, nisanın 26'sında, biranın dibinde.

mescit hakan, asabiyet ayhan, fırlama arda, köy çocuğu servet, kız lincoln, tiki emre, alamancı aykut, topsakal ümit, üçgen kafa sabri. alayı toplanmış bir sınıfta. hoca da hasta olmuş, emekliliği gelmiş, dönem sonuna kadar gelmeyecek. dersler boş artık. ne makara yapılır ha. hadi oğlum, samimiyiz, kan kardeşiz ama diyemiyorum işte lafı dolandırıyorum anla artık. tek dileğim kaldı senden. hadi galatasaray, hadi be bilader...

Hiç yorum yok: