Cumartesi yine rüzgar gibi gecti gitti gönlümüzden. hem rüzgarli hem bol dalgali bir cumartesiydi bu seferki. patriotla unkapani köprüsünde aldık soluğu, kaptık oltaları. doksan dakika boyunca sadece bir, evet evet tamı tamına bir adet istavrit yakalayabildik. bu ilk denemeydi, bundan sonraki cumartesilerde sık sık denk gelebilirsiniz unkapanı köprüsünde. birinci geleneksel unkapanı balık festivalinin skoru ; voda 1 - patriot 0 :)
pazar günü ise mangal telasesi vardı. sayısız rakıyla, birayla envai çeşit et falan filan.. otomobil uçar gider dedik, erkenden olimpiyatın dağlarından birine konduk. cayır cayır yanan mangal ateşiyle birlikte buz gibi esen yeni rakı birleşti dağbaşında.. çileyi zevke dönüştürdük maç öncesinde, emeği geçen tüm abilerimize tekrar teşekkür etmeyi unutmayalım.. yalnız biz miyiz mangal yapan? tabiki hayır.. iki adım atıyosun karşıya hell'in güzel insanları çıkıyor, hemen yan masaya eloy komple akın etmiş.. olimpiyat yolu nevizadeye dönmüş, heryerden buram buram rakı mangal kokuları. "az içtik yine be.." deyip turnikelere doğru hareket etmeye başladık..
skorbordun bulunduğu kale arkasında turnikeye yanaştığımızda attık ilk golü. biz daha girmedik ondan mı gol oldu acaba? dışarda kalıp rakıya devam mı etsek? ne yapsak ne etsek derken biraz çileli, biraz kamille sohbetli bir şekilde içerde bulduk kendimizi.. bir omuzda pankart, oraya asılması önemliydi. çünkü yüreğine yenik düştüğünde başladığın yere dönersin demiştik.. evet yenik düştük yüreğimize, sığamadık peşindeyize.. ilk asıldığı maç, geçen sezon başındaki istanbulsporla oynadığımız hazırlık maçı.. özlemiştir yerini diye düşündük, öyle yada böyle bu pankart oraya asılmalı dedik.. maçın oynandığı esnada sahaya girip pankartı asmak için müsait bi yer aradık.. memur beyler "yok orda kapı var, oraya olmaz pencere var vs." şeklinde saçmalayınca hem astığımız yer içimize de sinmeyince, bu maçta mutlaka asılması gereken bir diğer pankart olan şampiyonluğa 4 kala'yı da omuzlayarak tekrar sahaya atlayıp, kapalıya geçtik.. göbekteki kocaman boşluğa 4 kala'yı asıverdik, kapalının en solunada peşindeyiz.. bir başka parıldamış o gece.. yerini çok özlemiş.. etrafa bakınmış sürekli, kendisine bakanlara gülümsemiş ve şampiyonluğun habercisi olmuş bütün inananlara..
haftasonunda ispanyol basınında çıkan haberleri yalanlama fırsatımız olmadı derken bu sefer özür dilercesine fanatik gazetesi bişeyler yapmış.. haberi pek önemsemedik, yine kendi kafasına göre yorumlamış ne de olsa türk basını.. yine de raşit altun beyefendiye teşekkür ederiz..
Bi dilek tuttum, yıldızların ışığında
Sen diye diye avundum, geldin rüyalarıma..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder