30 Mart 2009 Pazartesi

Seçimler ve same shit different color meselesi


''Yönetilmek, ne hakkı ne kerameti ne de iffeti olan yaratıklar tarafından izlenmek, soruşturulmak, gözetlenmek, yönlendirilmek, yasalara uydurulmak, düzene sokulmak, kapatılmak, telkinlerce ve vaazlara maruz kalmak, denetlenmek, yorumlanmak, değerlendirilmek, sansüre uğratılmak ve komuta edilmektir. yönetilmek, kişinin her hareketinde, her eyleminde ve yaptığı her işlemde,mimlenmesi, kaydedilmesi, nüfus sayımına tabi tutulması, vergilendirilmesi, damgalanması, fiyatlarındırılması, değerlendirilmesi, patentinin alınması, yetkilendirilmesi, musaadeye tabi kılınmasi, tavsiye edilmesi, ihtar edilmesi, men edilmesi, doğru yola sokulması ve düzeltilmesi anlamına gelir. hükümet, haraca bağlamak, terbiye etmek, fidye ödemeye mecbur bırakılmak, sömürülmek, tekelleştirilmek, gasp edilmek, baskı altına alınmak, gizemlileştirilmek, soyulmak anlamına gelir; bütün bunlar kamu yararı ve halkın çıkarları için yapılır. daha sonra, ilk direniş belirtisi ya da şikayet sözcüğünde, kişi baskı altına alınır, takip edilir, apar topar alınıp götürülür, dövülür,boğularak idam edilir, hapse atılır, vurulur, makineli tüfekle taranır, yargılanır, hüküm giyer, sürgüne gönderilir, kurban edilir, satılır,ihanete uğratılır ve üstüne üstlük bir de küçük düşürülür, alay edilir, kızdırılır ve onuru kırılır. hükümet işte budur; onun adeleti de ahlakı da budur!"

Pierre-Joseph Proudhon

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yönetilenin halk değil, halka hizmet vermekle yükümlü bir işletme olması gerektiğinin farkında olan kaç kişiyiz(!) acaba?