14 Ekim 2008 Salı

seninle güzel ankara

@ ankara
" 4 değil, 14 takımı olsun bu şehrin; sen olmasan çekilmez kanka.."


cumayı, cumartesiye bağlamak üzereyiz eloy'da. andaç abinin elemanları sahneyi kaplamışlar kafa sallayıp, garip danslarıyla bizi deli ediyorlar. abi yeter artık kafamız sikildi kapatalım müziği, biz başlayalım diyoruz. müşteri velinimetmiş, unutuyoruz. gece yavaştan başlarken, eloy boşalıyor. vur patlasın çal oynasın başlıyor. nonda ağırlıklı besteler söyleniyor, parçalıyor bizi serhan :) zaten sabahtan beri içmekte olan bünyeler iyice çılgına dönmüş. eloyun tüm alkol stokları ekip tarafından tüketilmiş. son kalan votka şişesi, andaç abiye çaktırılmadan yolluk olarak alınmış. sabaha karşı 5 civarı mecidiyeköy sokaklarındayız. mkemal'le biraz muhabbetten sora bindik servise, indi bindilerle başladık yola. hani şu yolluk diye indirilen votka varya, o binemedi servise. storeun önünde bitti aq :) üsküdarda yeni alkol takviyesi yapıp depoyu fulledikten sonra basıyoruz gaza. kartalda duruyoruz tekrar. tayfabusler ekleniyor konvoya. zaman zaman önümüze geçiyolar, ama bizim kaptan basmıyor gaza. ağırdan satıyo kendini. besteler kendine uyarlanınca pedala basan ayağı gevşiyo birden. habire duruyoruz, işiyoruz. amma çok işedik be..

resimler, hayaller paramparça olmuş yolda. herşey canlanıyor gözünün önünde. kaç kez gidip geldin aynı yolu bi düşüniym diyosun, sora vazgeçiyosun. bilmiyosunki. ama hiç basket maçı için gitmemişsin ankaraya. üstelik kupa maçı. hiç sevmeyiz aslında final maçlarını. çabuk bitiyo sanki diğerlerine göre. yada bana öyle geliyo bilmiyorum.. stad önüne geliyoruz, ramço karşılıyor bizi. hasrete yine ara veriliyor. salon önüne geçip hasret gideriyoruz. salon güzel, sayıca baya bi üstünüz rakipten. ilk yarı kafa kafaya bağırıyoruz üstün olmamıza rağmen. bişeyler var üstümüzden atamadığımız ilk yarıda. ikinci yarıda ise daha coşkulu olan biziz, basketler de geldikçe daha bi artan tempoyla katılıyoruz takıma. reisin de sete çıkmasıyla kopuyoruz dünyadan sanki. maç bitiyor. çok sonra, salondan çıktıktan sonra öğreniyoruz skoru her zamanki gibi. oysa kupa kalkmış, dedehayıra doğru koşmuş. o önemli değil. yalnız değildin ya sen yine ankarada. o bizim esas derdimiz.. maçtan sonra #10 numara röportajında: "hakettiğimizin peşindeydik" diyor, deplasmana noktayı koyuyor. ve biraz sonra yine ayrılık vakti geliyor. üzülme be kanka diyoruz birbirimize. nereye kadar sürcek? ee erken gelin ozaman eskişehire diyor iki tarafta aynı anda. duyanlar gülüyor :)

yola çıkmadan önceki cuma akşamı patronla yapılan görüşme geliyor aklına.. yeni varyetalar için şimdiden başlıyorsun sahneleri birleştirip gözünde canlandırmaya.. izmit, bursa, ankara derken..

v : ben bu haftasonu pazar günü çalışcam haberin olsun.
patron : işte bu, sorumluluk sahibi eleman. çalış tabi.
v : ne sorumluluğu ? ctesi ankaraya gidiyorum, hadi eyvalla..
patron : ...

senin için cimbom, senin için.

Hiç yorum yok: