6 Şubat 2009 Cuma

Bu Takımı Sabote Edenin Çocuğu Olmaz!


Başlıktaki takım ibaresinin başına getirilmiş sıfat aslında bu seneye ait sayılmaz. Geçen sezonda kalan, elde mumla aranan ruh. İçinde ne Şaziye Karslı'yı, ne wnba süperstarı denerek namı yürütülen 40 yaşında şutlanan bir Taj'ı, ne de sayı kralı Augustus barınırdı.

Bir branş da bir senecik yüzümüzü güldürmeye görsün, akabinde saçma sapan işlerin beşiği haline geliveriyor. Değer diye bir kavram lugatına girmemiş, eski nazi kampı bekçisi olduğu rivayet edilen Ahmet Dedehayır, takımın başındaki Cem Akdağ'a iki gram saygı göstermeksizin ''biz zaten 3 aydır Zafer hoca ile görüşüyorduk'' diyebilen Mihriban Oğuz ile lastikleri patlamış halde yokuş aşağı inen bir ekip. Şişire şişire patlama noktasına gelen kadro ve kaptanlık savaşları. Bu sezon namağlup şampiyon oluruz diye kandırılan bir avuç taraftara layık görülen anlamsız mağlubiyetler, geçen sene 30 sayı fark atılan takımlara karşı zoraki galibiyetler.

Pankarta konu olan muhterem hakkında edecek kelam çok olmakla birlikte, söylenenlerin havada kalacak olması olasılığının yüksekliğinden, somut eylem gerekliliği ortada. Yeryüzünde kalmış son antrenör muamelesi bir yana, ligdeki en büyük rakibinden gubidik bir ayartma program etmek bu klübün stili değildir. İşte planlama böyle olursa, o bir avucu da kaybedersin elinden. Onlar sana der ki gerekirse koşmayalım zaferlere, yeter ki ödün verilmesin öğretilerden. Kaldı ki zafere giden her yol da mübah değildir pekala, yürüdüğün dosdoğru bir yol vardı zaten halihazırda; ne demeye bozarsın belirsiz.

O tribün bugünlerde haykıramayacaksa bangır bangır istifa diye, sormak da hak bize o vakit; boşuna mı gidildi acaba Burhaniye'ye, Mersin'e diye kendi kendimize. 3 gün önce gözlerimizi kana bulayıp savaştıklarımızı şimdi bağrımıza basmamızsa beklenen, çabalar boş yere bu defa gözleri kapatmak fayda etmez.

Futbolun şampiyonlar ligi diye niteleyebileceğimiz kupaya katılım hakkı varken, anlayacağımız dilden uefa kupası'nı almak için alalade takımların ağırlıkta olduğu bir turnuvadayız şimdilerde. Gazetelerin ufacık küpürlerinde dürbünle görülebileceği üzere çeyrek finale yükseldik, oradaydık elbet, yine salonda, kırgınca.

Sen de başını alıp gitme ne olur!

Hiç yorum yok: